İş yerimiz krizi bahane ederek zam vermediği gibi 29 Ekim'i de katarak tam 3 gün Pazartesi-Salı-Çarşamba tatil yaptı. Tabii bizde.
Cumartesi çoktandır görmediğimiz Hacer teyzemize kahvaltıya gittik. Adres tarifi pek iyiydi ama ben farklı yeri anladım, erken indik, normalde indiğimiz yerdende geçiş vardı ancak o gün kazmaya başlamışlar, yollar çamur. Çamurların içinden sitenin dış duvarına kadar gittik, ordan geçişi kapamışlar, ilerde merdivenimsi bir yer var ama annem oradan inemeyecek. Haceri aradık, onun da cep telefonu arızalıymış, evden aradık, "sizi gelip alacağım" dedi ama bizi gidip minibüs yolunda beklemiş. Bu arada elimizde kızın çantası, annemin hediye götürdüğü kocaman kutuda salata kasesi ve bir de yetmezmiş gibi yapıp götürdüğümüz kek dışında her zaman yürümek için ağlayan fakat o gün kucakta durmak için ağlayan İdil ve her zamankinden 5 misli ağır yürüyen anneanne de olunca ben delirdim. Bağırdım, söylendim,neyse Hacer gelip bizi buldu, o site içinden biz dışından yürüdük, bostanların içinde geçtik ve en nihayet eve girdik.
Kadın eli değen her ev gibi çok zevkli döşemiş arkadaşım, güle güle otursun. Bir yığın hazırlık yapmış, bizde epey oturduk, sonra kızın uykusu gelince kalkıp eve döndük. İdil uykudan kalkınca da dayımın yeni doğan torunu bizi ziyarete geldiğinde verilmek üzere anneanne ve benim için bebek takımı hediyeleri almaya Civil'e gittik. İki bebek setinin yanında tabii İdil'e ev ayakkabısı, süet içi kürklü bot, jean salopette aldık. 84 milyon tuttu. Akşam yemek içinde kıymalı pide alıp eve döndük.
Pazar baba evdeydi, alışveriş, uyku, oyun, Barbie vcd'leri derken akşam oldu.
Pazartesi has arkadaşım 2 Ece ile buluşup has arkadaşım 1 Nilgün'e gidecektik. Fakat yağmur olunca Ece'de kaldık, kahvaltı ettik, saç boyadık, dedikodu, İdil'i de evde bırakınca rahat rahat kızlar günü yaptık, dertleştik, ağlaştık vs.
Salı günü evdeydik, çarşıya yürüyüşe çıktık, ordan pazara uğradık, paramız olmadığı için normal zamanda bulamayacağımız bir sürü güzel şey görmemize rağmen alamadan eve döndük.İdil kalkınca nişanlanan teyzemin torununa çeyiz görmeye gittik. Orda yingemizle buluşunca akşam yemeğe de oraya gittik. Dayıcı'yı çok özlemiştik. İdil dayıcı'sına ve Zeya'ya ne kadar şımardı anlatamam. Altını değiştirirken bile beraber değiştirdik anlayın yani....
Çarşamba baba evdeydi, Potuk'u traşa ve banyoya götürdü. Teyzemiz ve Nilgün'le kızı Nilsu çaya geldi, onlar gitti akşam halamız, bebeğimiz Tuna ve eniştemiz ile Doğuş abimiz geldi, sohbet muhabbet, sonra banyo, İdil'i uyuttum, Dilber Hala'yı seyredip güldüm, uyudum ve tatil bitttiiiiii...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder