1 Aralık 2008 Pazartesi

İdil ve Potuk'un ilişkisi

Efendim bildiğiniz gibi Potuk evimizin güzel ve tüylü ve de ilk oğlu. İdil geldiğinde pabucu biraz dama atılsa da halen fazlasıyla sevilmektedir. Bildiğiniz gibi- ya da blog'larda okuyacağınız gibi- Potuş bana çok iyi gelmiştir. Hastalıkları-kötü düşünceleri-olumsuzlukları atlatmamda katkısı yadsınamaz. İdil'e hamile olduğum dönemde herkesten aynı tepki geldi.
"Hemen at o köpeği ya da ver birine"
Şaka gibi...
Yaw o bizim evladımız! İnsan evladını nasıl atabilir ya da nasıl başkasına verebilir???
Potuş bize çok düşkün, tatile gitsek ayrı ayrı gideriz ki bunalıma girmesin. Ben gideyim yemek yemez. Gündüz biz işteyken bile yemek yemez-su içmez, ben eve gelirim, koşar karşılar, azıcık oynaşır sonra doğru mutfağa mama ve su kabına. Başkasına verilir mi?? Sokağa atılır mı?? O sokakta yaşayamaz. O kadar uysal ve sevgi dolu ki her köpekle oynamak ister, ısırayım, saldırayım bilmez. GÜNAH BE KARDEŞİM....
Neyse kucacımda bu tepkilere kulak tıkadı, hele İdil doğsun herkese gösteririz nasıl güzel anlaşıyorlar diye dedik.
İlk hamilelik dönemlerinde Potuk hiç karnıma yatmadı, normalde hep karnıma kafasını koyar öyle yatardı. Sadece beni gördüğünde sevinçten zıplayıp ayaklarını bana dayadığı için bu hareketi yaptırmadım. Onun dışında normal hayata devam ettik.
Doğuma gittiğimde hastanede kaldığım 2.5 gün Potuk ne yemek yemiş ne su içmiş. Annemler korkmuş ölecek diye.
İdil kucağımda eve geldiğimde kapıda beni görünce nasıl fırladı anlatamam. Heyecan içindeydi. Sakinleştirene kadar epey uğraştık.
İçeri girince hemen İdil'i küçük odaya götürdüm tabii Potuk peşimde. Annemin çığlıklarına rağmen İdil'i koklattım. Önce kokladı, sonra ilgisini çekmedi bana yanaştı ama kucağımda İdil olduğu için oturamadı. Bir elimle Potuk'u sevdim öbür elimde İdil vardı.
İlk gece İdil yanımızdaydı oda da küçük olduğu için İdil'in sepeti bizim yatağa bitişik olduğundan Potuk'u odanın dışında bıraktık. Kapıyı kilitledik ki odaya giremesin diye. Aman Allahım o ne inleme, tabii uzun süre de görmediği için özledi bizi ve neden yatak odasına alınmadığını anlamadı. Dayanamadım ve kapıyı açtım. Ben İdil'in yatağının öteki ucunda yattım böylece kucacım İdil'e bitişik yattı. Potuk her zamanki gibi kıvrılıp dizlerimin arasına yattı ve huzura erdik.
İlerleyen günlerde İdil'in ağlamasından rahatsız oldu, sinirli havlamalar başladı, sonra baktı ki bu kız hep ağlıyor artık havlamadı. Her gece ben yatana kadar ayaktaydı, halende İdil'e mama verirken kalkar, tuvalete girerim kalkar kapıda bekler. Yawyum benim....
Potuk'un İdil'e hiç zarar verici hareketi olmadı. Önceleri benim yanımda yatarken acaba kıskanırda zarar verir mi diye diken üstünde uyudum. Hiç yanlız bırakmadık ikisini. Ben tuvalete girersem bakıcı ablamız kızın odasına giriyordu. Sonra baktık ki bizim oğlan hiç kızla ilgilenmiyor artık ikisini yalnız bırakıyoruz 5 dk. Hiçbir şey yapmıyor, genelde İdil'in sepetinin yanında uyuyor.
Geçenlerde İdil'i her zaman yattığı odadan alıp başka odaya koymuşlar. Kapıyı da kapatmışlar ses olmadan uyusun diye. Bizimki hemen başlamış İdil'i aramaya, her odaya gidip kokluyormuş, en nihayet kapıyı açmışlar da bizim oğlan İdil'i görmüş rahatlamış.
En son olayımızda annem içerde uyurken İdil'de başka odada uyuyormuş. Bakıcı ablamız da çamaşır asıyormuş. İdil uyanıp mızıldanmaya başlamış ve Potuk koşarak bakıcı ablanın olduğu balkona gitmiş. Başlamış inlemeye. Bakıcı ablamız "git oğlum" diyormuş ama bizimki ısrarla inliyormuş. Bakıcı ablamız bir bakmış bizim kız ağlıyor, meğer Potuk onu haber veriyormuş.
Potuk ben ağlarsam gelip beni yalar üzülme diye. Şimdi de İdil ağladığında onu yalamak istiyor.
Tek takıntısı İdil'in pusetindeki korna. Zaten o sese sinir olur, şimdi her oyuncak kornaya bastığımızda havlıyor.
Bir kez İdil'e Potuk'un tüylerini okşattım. Potuk korktu İdil'den.
İdil ise şimdilerde çok meraklı gözlerle Potuk'u izliyor. Bu kalabalık evde tüylü bir şey var, hep havlıyor o da ne diye düşünüyor sanıyorum. Bazen kapı çaldığında Potuk havlarsa ve İdil dalmışsa korkuyor ve ağlıyor. Ama çabuk unutuyor.
Çok merak ediyorum büyüdüğünde nasıl geçinecekler.
Sanırım tek dert Potuk'un İdil'in oyuncaklarını alıp kaçması olacak.
Gelecek maceralarımızı bilahare yazarım.

Hiç yorum yok: