1 Aralık 2008 Pazartesi

Bebeklerde ilk yardım

Dün gece az kalsın bir felaket oluyordu, İdil boğuluyordu.
Babamız sazan balığı getirmişti bir gece önce, dün onu kızartmışlardı. Ben Potuk'u tuvalete çıkarıp geldiğimde sofraya oturduk. Semoş daha gelmemişti. İlk lokmayı kızıma yedirmek için kılçıkları ayıklarıp minik bir parçayı ağzına verdim. Bir-iki çiğnedikten sonra nefesi kesilir gibi kızardı. Hemen ağzına çengel attım, ağlamaya başladı, kucağıma aldım, kafasını omzuma dayadı, ağzından tükürükle beraber biraz kan geldi. Deida ve annem telaşlandılar. Ben serinkanlılığımı muhafaza etmek için çok çabalayarak kuzumu ayaklarından tutup baş aşağı çevirip salladım. Arada nefes alamıyor gibi tıkanıyordu, en sonunda elimin üstüne yüzsütü yatırıp iki kürek kemiği arasına 4-5 kez fazla sert olmadan vurdum. En nihayet çocuk nefes alabildi. Ama elim ayağım kesildi, fakat çocuğu panikletmemek için sürekli sakin bir tavırla onunla konuştum. Sonunda sakinleştik o sırada babamız geldi. Gece uyuyamadım, kuzumda sık sık kalkıp ağladı, kucağımda salladım, öptüm kokladım.

İşte insanların ilkyardımı bilmesinin ne kadar mühim ve gerekli olduğuna dair bir olay. Bu konuda geçen haftalarda aldığım eğitim faydalı oldu ama en büyük faydayı sakin kalmakta buluyorum. Deida beni tebrik etti, "sana bravo, sen sakince müdahale etmesen biz ne yapardık bilmem" dedi.

Allahım, sen yavrumu koru....

Hiç yorum yok: