1 Aralık 2008 Pazartesi

03.-06 nöbetlerine devam

Hanım kız anneanneye gittiğinden beri uykularına bir hal oldu, ilk iki geceyi şefkat duyguları ile geçirdim, ancak evvelsi gece ve dün gece 04.15-05.45 nöbetlerine kalkınca artık sinirlenmeye başladım, kuzuya kızdım, kuzu ağladı, Potuk korkudan hiç ses çıkarmadan yorgan topaklarına kafasını koyup elimi yaladı kızmayayım diye.

Uyumamak için 1 biberon suyu içip duruyor, uyur gibi yapıyor resmen 20 dakika yanında oturuyorum, iyice dalsın diye, bu arada tuvaletim geliyor, kaloriferler yanmadığı için üşüyorum, susamış oluyorum. Ama genede sakince bekliyorum, ancak 20 dakika geçip yerimden usulca kalkmama rağmen anında antenleri olayı algılayıp "anneeeee" diye ağlamaya başlıyor. Saat 05.15'e kadar sakinliğimi koruyorum ancak daha sonra sigortalarım atıyor, biberonu yatağın yanındaki komodinin üstüne kütttt diye koyuyorum, babamız uyanıp bana ters ter bakıyor, Allah'tan sakin adam, ağzından tek kelime çıksa benim delireceğimi bildiğinden kuzu kuzu geri yatıyor tek kelime etmeden...

İdilllll aşşşkımmm, hadi artık düzene girsin şu uykular, annecim bak sen uyuyorsun 05.45'ten sonra 09.00'a kadar ama annen ve baban sefilleri 06.00'da zaten kalkıp işe gitmek zorunda olduklarından gecenin o kör saatinde mutfakta kahve içiyorlar, annen münibüsle servise yetişmeye çalışırken nerdeyse uyuyacak. Serviste sanırım horlayarak uyuyorum, öğlen saat 14. 00 gibi artık kafam duruyor, ağzım esnemekten yırtılıyor ve gözlerimi açık tutabilmek için mandallara ihtiyaç duyuyorum.

Hadi uyu artık sevgilimmmm, aşşkımmmm, minik prensesimmmm, meleğim, güzel bebeğimmmm..... Anneye yazık, bak Potuk bile uykusuzluktan hangi koltuğu boş bulsa orda uyuyormuş gündüz.

Hiç yorum yok: