1 Aralık 2008 Pazartesi

İdil 19 aylık

Aşkım, artık nerdeyse 19 aylık olacaksın. Şimdilerde kedilere bayılıyorsun.
"Tediiii" kedi demek ve sen nerde bir kedi görsen gülüyor ve ellerinle gel işareti yapıp "pisi pisi" diyorsun. Sabah gözünü açıp "atta-bakka" diyorsun. "Bakka" bakkal demek, beraber kapıdan çıkıyoruz, doğru asansöre gidiyorsun, kapıyı açıyorum, biniyorsun, aynada kendini seyrediyorsun. Sonra dışarı çıkılması gerektiğinde gelmiyorsun, "bay bay" diyorsun, bende sana bay bay diyorum, kapıyı kapatır gibi yapıyorum, hemen kapının önüne geliyorsun, kapıyı açıyorum, kocaman gülüyorsun, sonra elimden tutuyorsun, beraber basamakları sayarak iniyoruz, bakkala giden yolda kedilere, kuşlara "minik" bakıyorsun, teyzenin kuşunun adı minik olduğu için tüm kuşlar "minik" senin dilinde. "Cik-cik" diyorsun kuşlara, biraz yürüyor, ağaçlara dokunuyor,"aaç" diyorsun, biraz kucakta gidiyorsun, bu arada bir kez daha ateşlendin, şuruplar ve antibiyotiklerle 4.gün düzeldin, grip gibi oldun, o da geçti, ben hastanedeyken problem çıkarmamışsın ama eve geldiğimden beri tepemden inmiyorsun. Olsun sana aşığım ben güzel prensesim.
Bu arada "Mannak" Manyak ve "Apta" Aptal demeyi öğrendin, gayette yerinde söylüyorsun. Halanın bebeği doğdu, adı Tuna ve sen ona bayılıyorsun. "Bebek" diyorsun, "Halanın bebeği ne yapıyor" diyorum, çektiğimiz videoda hapşırdığı için "hapşu" diyorsun, amcanlar geldiğinde Elif kuzenin "ayayayaa" diye bağırdığı için "Elif ne yapıyor" diyorum aynen "ayayayyya" diyorsun. Hala BBC çocuk programlarında Pippin favorin, onun şarkısında da başını yukarı aşağı hareket ettiriyorsun.
Kilo almıyorsun, boyun uzuyor. Köpe dişlerinden 3'ü çıktı, biri de yolda. Hala Potuk'un saçını başını yoluyorsun. Hala evin prensesi-bese- sin.
Videoda halanın ve amcanın bebeklerine bakmaya ve kendi fotolarını seyredip "İdis" demeye de bayılıyorsun. Seni yerim bennnn!!
Bu arada "Papat" Kapat demek "Papak" Kapak demek. "Sese" Şapka- "Sesa"- Yastık, "Ese"- Temizliğe gelen Esma ablamız, "Zeza"- Zehra yengemiz demek. Ayrıca çok güzel "bitti" diyorsun. Diyelim ki hiç sevmediğin bir şey yapılıyor, tırnakların kesiliyor, hemen ağlarken "bitti-bitti" diyeorsun. Artık derdini az buçuk anlatıyorsun yani. Dün akşam uzun bir süre evde oturduktan sonra ilk işgününü bitirdim, beni yolda karşıladınız beraber yürüdük. Sen pusetinde oturuyordun keyifli keyifli. Yollarda 3 kez biberonunu istedin, verdim, bir lokma içip biberonu yere attın, üçüncüde "annecim yere atma biberonu" deyip biberonu elinden aldım diye 20 dakika susmaksızın ağladın. Bütün evlerden bize baktılar. Önce ses çıkarmadım, ağlamana izin verdim, sen işi azıtınca kedi-köpek gösterdik ama sen durup dinlenip ağladın. Eve geldik hala ağlıyordun, Deida Potuk'u çişe çıkardı, bende yemekleri ısıtayım dedim ne mümkün, bacaklarıma yapışıp ağlayıp durdun. En nihayet telefondaki videolarını gösterdim ve sustun. Ama hepimizin başı davul gibi oldu yemin ederim. Çok şımarık olmandan korkuyorum walla...

Hiç yorum yok: