1 Aralık 2008 Pazartesi

Allah bunların belalarını versin!!!

Demin Hürriyet'in internet sayfasında bir haber okudum ve nasıl desem çok sinirlendim, çok üzüldüm, karmakarışık haldeyim.

Mersin'de bir kişi - ki kendisi en aşağılık mahluktan daha aşağı bence- köğeğini camdan aşağı atmış, hayvancağızı vatandaşlar kliniğe kaldırmışlar ama ölmüş. 10 yaşındaymış ve traşlıymış. Yani ev içinde bakılan bir hayvan...

Ya, ne diyim ben. Nasıl bir vicdandır, nasıl bir ruh hastalığıdır bu!!! Allah o kişinin bin bir belasını birden versin, canı çıkmasın, eziyetler çekerek can versin inşallah.

Aynı şey bebeklerini doğurup öldüren, çocuklarını döven tüm o "anne" demeye dilim varmayan mahluklar için de geçerli. Gizlice doğurup, bodrumda bakan, sonra halıya sarıp tekmeleyerek öldüren, havalandırma boşluğuna atan, kendileri restoranda oturan, ağlıyor diye gidip bebeği arabada döven, ayrıca en fenası cinsel istismara uğramasına göz yumanlar için de geçerli.

Allah hepinizin belasını versin, can çekişe çekişe, eziyet çeke çeke can verin.

Ben 7 senedir köpeğime bakıyorum, 2 aylık geldi, eve çişte yaptı,kaka da yaptı, halıları sildik, yerleri sildik. Yeri geldi, poposuna bir şaplakta attık ama hiç eziyet etmedik. Edenler bunun vebalini nasıl taşıyor. Şimdi bile bazen kızın yüzünden onu ihmal ettiğim için, yeteri kadar ilgilenemediğim için, bazen heyecanla yatağa ya da kanapeye atlayıp kıza zarar verebilir diye elimle aşağı ittiğim için o kadar üzülüyorum ki! Bir de öldüreceksin yani hayvanı. Her sabah işe giderken ve akşam eve dönerken yolda hayvan görürsem üzülüyorum. O soğukta yatacak yerleri olmayıp kafasını bacaklarının arasına gömen ve yerlerde yatan sokak köpekleri için çok üzülüyorum. Keşke imkan olsa hepsine baksam, sıcacık yuva yersem, sevsem, ilgilensem... Bu mahluklar nasıl böyle yapabiliyorlar.

Hadi bizim toplumumuz hayvan sevmez, süs diye alır, bağlar bir yere, unutur, en güzel villalarda var, uyduruk bir klübesi var, biraz kayışı uzun, onun yettiği yere kadar gidebiliyor, eski-pis bir su önünde, mama falan yok, ekmekle besliyorlar. Sevilmiyorlar. Onlar genede sahibini görünce seviniyorlar, o kadar eziyete rağmen kimseyi isteyerek incitmiyorlar. Hiçbir hayvan canını yakmadıkça kendiliğinden kimseye saldırmaz. İnsanlar bunu bile beceremiyor. Savaşlar işte bu sebeplerde çıkıyor, yaşama, farklılığa, insanoğluna tahammülsüzlükten.

Kısırlaştır hayvanları, ver barınaklara, ver isteyen hayvan severlere.

Ya o bebeklere yapılanlar.... Bir kere artık her yerde doğum kontrolü ücretsiz yapılıyor. Hadi yaptırmadın, hıyarsın, bari kürtaj ol, hadi olmadın paran yok, git evlatlık ver. En azından işkence görmeden bir sıcak yemek yiyecek yeri olur. Hoş yuvaların bazılarında da dayak varmış ya..

Bizim gibi bir bebek sahibi olabilmek için yırtınan, para döken, poposundan 400 iğne yiyen, psikolojisi allak bullak olanların çocuğu olmuyor, böyleleri zırt diye hamile kalıyor, yüce Rabbimin işine de karışılmaz ama bazen anlamıyorum.

Ne oldu bizim insanlarımıza? Biz Hulusi Kentmen kıvamında iyi insanlarla büyüdük, annemiz babamız en fazla tokat atardı kızdırdıkmı- ki babam atmazdı da- annemiz hasta olduğunda bize yemek yapan iyin komşularımız vardı, ne oldu da bu kadar aşağılık bir hale geldik?

Allahım sen hepimizi böyle mahluklardan koru, o mahluklara en ağır cezayı bu dünyada tez zamanda ver, hemde neden bu ceayı aldıklarını anlayarak ölene kadar bu cezaları çekmelerini sağla. O dövdükleri, öldürdükleri, taciz ettikleri bebekleri, hayvanlari her göz kırpmalarında hatırlasınlar, rahat bir damla nefes alamasınlar. Ölüm
bile onlara iyilik..

Hiç yorum yok: