1 Aralık 2008 Pazartesi

İdil'le tam 1 hafta

Şirketimiz kurban bayramı tatilini uzattı ve biz geçen hafta komple tatildik. Nasıl iyi geldi anlatamam!
Evde tombişimle 1 hafta!!!!

14 Aralık Cuma günü Semih'in şirketinin yılbaşı partisi vardı Conrad Otel'de. Semih beni işten erken gelip aldı, eve gidip banyo yaptık, giyindik. Gece 00.30 gibi eve geldik.
15 Aralık Cumartesi sabah iş görüşmesi için Mecidiyeköy'e gittik, Semih gene beni götürdü sağolsun, öğlen gelip kızlarla günümüzün olduğu Saadet teyzemize gittik.
16 Aralık Pazar ailecek babamızı kandırıp Ortaköy'e gittik. Anneanne ile babayı kafeteryalara oturtup biz Deida Tsira, İdil'im aşkım ve ben gümüş pazarını tavaf ettik bol bol. Kumpir yedik, yiyecek alışverişi yapıp anneanneleri evlerine bıraktık.
17 Aralık Pazartesi kahvaltıdan sonraki uykusunu bitiren kuzumu ana kucağı ile sarıp sarmalayıp EN NİHAYET video kameradaki resimleri bastırmaya götürdüm. Fazla oyalanmamak için önceden bir kağıda hangi pozdan ne kadar basılmasını istediğimi yazdım. Ama fotoğrafçı bunları önce bilgisayara aktarınca tabii benim bu numaralar anlamsız oldu, örtüşmedi. Hadii bir daha tek tek 517 fotoğraftan seçtik. Tabii bizim kuzu bir müddet sonra cıvıttı, ağladı. Fotoğrafçıya gelen tipler "hasta herhalde", "uykusu var annesi"," aç galiba" diye bilimum gıcık tesbitlerde bulundu. 45 dakika sonra fotoğrafçıdan çıktık ve daha 2 adım atmadan (yemin ediyorum 2 adım) bizim kuzu gülücüklere, "annee" demelere başladı. Sanki saniyeler önce kendini yırtarcasına ağlayan o değildi. Günün gerisinde yedirmek, yatırmak, altını temizlemekle, oynamakla geçtirdim.
18 Aralık Salı günü gidip resimlerimizi aldık, çarşıda gezdik. Dönüşte yan komşunun dedesi gördü bizi. "Siz soğuk havalarda çocuğu çıkarıyor musunuz?" dedi. Evet dedim. Adamcağız şok geçirdi.
19 Aralık Çarşamba teyzemizle anneanneye gittik. Ordan teyze-anneanne-deida-ben ve İdil hep beraber pazara gittik. Ana kucağında olduğu için fazla problem yaratmadı kuzum.
20 Aralık Perşembe bayramın ilk günü anneanneye gittik, ordan Hamit Amca'ma ve Fatma Teyze'me gittik. Akşama kadar uyku uyuyamadığından gece avaz avaz ağlayarak uyutabildim. Saat başı kalktı, erken uyandı.
21 Aralık Cuma günü huzurevine yatan halamı ziyarete gittik. Kötü oldum. İlk defa aileden birisi huzurevinde yatıyor. Ne kadar da güzel olsa benim içim almadı. Kuzumu götürmedim, dönüşte kuzumun halasına bayramlaşmaya gittik. Yemek yedik, erkenden eve geldik ama tabi gene avaz avaz ağlayarak uyudu ve gene 4 kez kalktı. Her kalktığımda "İşte halamda her gece böyle oğlu için kalkmıştır. Hiç olmasa bu zorlukların hatırı olmalıydı. Öyle bir köşede yabancı insanlarla beraber oturacağına, evladının yanında, ya da kendi evinde yanına bir bakıcı tutularak kalmalıydı" diye düşündüm. Türk kahvesini çok özlediğini ama huzurevinde kahve vermediklerini söylediklerinde çok üzülmüştüm.
22 Aralık Cumartesi evdeydik, sadece çarşıya çıkıp gezdik hava aldık. Sonra halamız bize geldi, çay içtik sohbet ettik. Akşam sakin uyuduk ve sadece 3 kez kalktık.
23 Aralık Pazar günü babamız bizi anneanneye kahvaltıya götürdü, ordan da babamızın bir arkadaşının annesine bayramlaşmaya gittik. Gene gece ağlayarak uyudu ve 4 kez uyandı. Ölüyorum uykusuzluktan!

Ama en tatlı olay sabahları kalkınca "anne- anne- anne" diye beni yanına çağırması. 4 gündür böyle yapıyor ve içimin yağları eriyor. Aşığım kızım sana!!!

Bayramın komik olayı ise; halamız geldiğinde çayın yanında simit ikram ettik, İdil'e de simit verdim, bizim kuzu yere oturdu ve bir lokma kendi yedi, bir lokma Potuk'a yedirdi. Çok alemdi.

Bayramın şok edici olayı ise bizim kuzunun kafasındaki tokalardan birini ağzına atmasıydı. Ağzında birşey çiğniyordu, elimi sokup almak istedim, ağladı, ağzını açmadı, ters çevirdim baş aşağı salladım ama gene ağzından bir şey çıkmadı, en nihayet elimi ağzına soktum ve çengel gibi yaparak ağzından koca tokayı çıkardım. Allahtan Potuk'tan ağza çengel atma işinde idmanlıyım ve soğuk kanlıyım. Yoksa durum ne olurdu bilemem.

Bu sabah gene anneanneye bıraktım ama artık çalışmak istemiyorum! Evde hep kuzumla olmak istiyorum!!! Aşkım saat 05.00'te en son uykuya dalmıştı, 06.00'da kaldırdım, gözlerini açamadan kanapede altını değiştirdim, hemen yüzüstü döndü gene uyumak istedi. Giyindirirken kocaman dişlerini göstere göstere güldü bana, "anne" dedi. Aşkım benim, sarılıp öptüm o güzel yanaklarından, sıcacık ensesinden.. Duy sesimi Allahım! Artık kızımı ben büyüteyim.

Hiç yorum yok: