31 Ekim 2012 Çarşamba

Nasıl bir anne olacağınızı anlamak için kendi annenize bakın!

Yok kardeşim yok!
Öyle "Ben hayatta annemim yaptığını yapmayacağım!" demeyeceksin. Ne kadar da eğitimli olsan, interneti kullansan, kitaplar okusan, blogger annelerini izlesen de eni sonu nasıl bir anne olacaksın? AYNI KENDİ ANNEN GİBİ!
Bu kadar basit!
Benim annem, hep derim, feci sinirli bir kadındı. Deli gibi severdi ama dayak ta atardı! Ha, kendimi tek konuda takdir ediyorum, ben tokat dahi atmadım!
Ama kardeşim bu kadar mı annem gibi anne olurum?
Bizim bir su problemimiz var. Habire su içtiğinden ve dikkatsiz olduğundan günde minimum 1-2 kez ama herrrr gün bir yere su döker. Halılar, koltuklar, okul çantası vs.
Dün kapıdan okul çantası almadan lay lay lom okula giden bu hanımdudu bugün çantayı alıp salonun ortasına atıverir. O kahrolası suluk koltuğu göl ettiği gibi, çantayı, beslenmeyi, kalem kutuyu, defterleri herrr yeri su içinde bırakır.
Bugün şiir okunacaktır, okula gitmek için acele etmemiz gereken bir saattir. Yedek çanta nedense kayıptır.
Tabii anne olacak bu manyak cıvıtır! Aynı annem gibi, aynı ama, ağzıma ne gelirse söylerim. Zottik o arada dut yemiş bülbül misali durur, çıt çıkarmaz. Bu durumda ben daha cıvıtırım, daha dellenirim. Pamuk dabir yandan"Ama annen haklı değil mi İdil'cim?" demez mi?
Ayyyy, biri beni durdursun!
Okula bırakılan zottikin ardından vicdan vicdan vicdan azapları içinde kıvrım kıvrım kıvranırım. Kendime kızarım, bir daha yapmamak için Allah'tan akıl fikir dilerim kendime.... Çocuğun psikolojisini bozduğum için kendi kendime verir veriştiririm....
Okul çıkışı ne olur dersiniz?
Daha o gün giydirilen t-shirt , tamirci çıraklarıyla yarışacak kadar kirlidir! O gün bir de büyük sınıflardan bir abi bu zottike elma da atmıştır.
"Annecim, dikkat etmeye çalıştım! Üstümü kirletmemeye çalıştım"
"Pek başarılı olamamışsın o zaman!"
Bu esnada yanımızdan geçen anne-kızın annesinin bakışları
"Manyak kadına bak" mealindeydi.
Peki bunlar benim kendime gelmemi sağladı mı?
HAYIRRRR!
Yine şeytan açtı ağzımı, vay anam vay!
Vıdı vıdı vıdı vıdı...
Yemek hazırlayana kadar geçen 20 dakika içinde söndü ateş.
Yemekten sonra aşk, kokulu öpmeler, ısırılan popişler, yalanan gıdılar...
Aynı annem ya!
Kahretsin!!!



 

27 Ekim 2012 Cumartesi

Bayramda biz..

Pamuk her iki taraftan da en büyük olduğu için her bayram bizde toplanılır. Bu çocukluğumdan beri böyledir. Hiç bir bayram tatile gidilmez. Bu bayramda Pamuk, ilk göz ağrısı büyük torunu Gencay istedi diye fırında köfte- patates yapmak için 13 yıl sonra ilk kez mutfağa girdi! Ailecek bu tarihi anı fotoğrafladık.


Canım meleğim yardıma geldi

Pamuk'un yeğeni ve eşi ile teyzem geldi


Day'cım, Zerra'cım ve İdil'in aşkısı Gencay abisi geldi.

İdil Carmen oldu



Biz aşk yaptık





Yaşasın bayramm!

21 Ekim 2012 Pazar

İdil bu aralar

 Potuk'a YAPMACIK bir şefkat gösteriyor.

 Esma'sına saçını değişik ördürüyor



 Andımızı her sabah sıraya girip okuyor
 Aşı olurken cesur davranıp poz bile veriyor.

20 Ekim 2012 Cumartesi

Gün günü

Cuma günü okulda her iki koldan aşımızı olduk. Ama bir önceki gece sanki bana aşı yapılacak gibi uyku tutmadı. Korktuğum olmadı, ağlamadı. Sadece içeri girmek istemedi, direndi. Sonra
"Acımadı ki" diye diğerlerini rahatlattı. Ödül olarak ta bugünü sabah ve öğlen 2 ayrı grupla eğlenerek geçirdi.
Sabah kahvaltıda eski işyeri grubu ve bebekleriyle eğlendik. Öğlende okuldaki arkadaşları ve anneleriyle gün yaptık. Sabah 09.30'da çıkıp akşam 17.10'da içeri girdik. Yine de
"Benle oyun oynar mısın?" diye sormaz mı!






















Çooook eğlendik, çook.