1 Aralık 2008 Pazartesi

Affetmek

Bugün bir yerde "Affetme" ile ilgili bir yazı okudum, kendi kendime sordum, ben affedici miyim diye? Bilmiyorum...

Ben öyle kolay kolay küsmem, insanları olduğu gibi kabul etmeye çalışırım, öyle çok bir şey beklememeye çalışırım demek isterdim, diyemem. Ama şu da var ki bugüne kadar sadece 2 insanı affetmeme derecesinde küstüm, hatta 2.5 desem daha doğru.
Bir tanesi çok çalışmama rağmen, beni bir hafta önce yurtdışına acente bağlantısına göndermesine rağmen, bir hafta sonra ofisine çağırıp, "ben artık sizinle çalışmak istemiyorum, hesabınızı muhasebede kestirin" diyen - tamı tamamına böyle demişti-beni işten atan ilk genel müdürüme küstüm, tavrı çok çirkindi, bilmiyorum, kendi işim gibi çalıştığım yerden böyle bir tavırla atılmak beni çok kırdı, halen o adamı görsem konuşmam, merhaba dese cevap vermem. Profesyonelce olmasa bile böyle..

İkincisi halen çalışmak zorunda olduğum müdürüm. Kendisi o kadar "mobbing" - tacizci ki! O anlamda değil ama her telefon konuşmanı dinlemesi, bilgisayarlarını karıştırması, çekmeceleri karıştırması, hata yapıldığında tavırları o kadar berbat ki! Her gün kurtulmak için dua ediyorum ama olamadı maalesef.

Doğum iznine çıkmama 15 gün kala bir hata yapmıştım-ki 4 senedir çalışıyoruz ve bu ilk hatam- suratıma kağıtlar fırlattıp bana o kadar ağır sözler söyledi ki, sonra ben içerde ağlarken yanıma geldi "ben ne kadar hayvanım" falan dedi, sonra "yarın siz evde istirahat edin dinlenin"dedi, sonra arkadaşlara "bir hata yaptı, gururuna yediremedi" demiş, o gün ücretimi de kestirdi. Sonra doğum iznine çıkarken pastalar aldırıp "artık sadece bebeğinizi düşünün, iş nasıl olsa bir şekilde hallolur. Sizin ve bebeğinizi sağlığı hepsinden önemli" demişti. Ama halen tavırlarında çok büyük değişiklik yok.

Diğeri yani buçuk olan has arkadaşım 1 Nilgün.

Biz onunla orta sondan beri yani 30 yıldır arkadaşız, birlikte ne günler geçirdik, birlikte büyüdük, o nişanlandı, hamile kaldı, kürtaja beraber gittik, evlendi, Pakistan'a kocasının işi için gitti 5-6 sene kaldı, mektuplar yazdık, kayınvalidesi ile beraber oturuyordu, kadın bunlara kızıp evden gitmiş ve bunları resmen aç bırakmıştı. Paraları olmadığı için yiyecek alamamışlardı, gidip alışveriş yapıp evine bırakmıştım, boşanmaya karar vermişti, evini birlikte toplamıştım, boşanma partisinde beraberdik, ben Hollandalı ile gezerken yanımdaydı, ben evlenirken "dulum ben uğursuzluk getirir" diye hiç bir şeye yardım etmemişti. Ailem zaten yanımdaydı, çok yadırgamadım, sonra kansere yakalandım, ameliyatta beraberdik, sonra bir ortadan kayboldu, 2,5 sene hiç aramadı, küstüm ancak sonra geldi, yeni biriyle nişanlanmıştı, mutluydu, adam bizim Potuk'u bize veren veterinerdi, affettim arkadaşımı. Sonra o hamile kaldı, gene görüştük, çalışıyordum fazla hazorlıklarına yardım edemedim. Doğurdu, 40 gün evine gidemedik, müsait değilim dedi. Evine gittik, sonra dan telefon açmaya bile korktuk bebek uyanmasın, ağlamasın diye.

Sonra iyice koptuk, babam öldüğünden sadece telefon açıp ağladı, ama sonra ne aradı ne sordu, ne geldi.
Nilgün daha sonra öteki has arkadaşımız Ece'yi araya sokarak bir kaç kez gelmek istedi, ben kabul etmedim. Babamı çok severdi, kendi babasını tanımadığı için "Ömer Amca benimde babam" derdi. Sonra bir gece hem onun hem benim rüyama babam girdi "birbiriniz affedin" dedi, sabah ikimizde mesaj çektik. O sırada hamileydim, eve geldi, o minicik bebekken bıraktığımız kızı 4 yaşında kocaman bir kız olmuştu. Hiç birşey olmamış gibi o gün geldi, konuştuk çay içtik. O günden sonra hiç birbirimize birşey söylemedik.

Bizim İdil'in nerdeyse HERŞEYİNİ Nilgün getirdi, yatağını,mama sandalyesi, puseti, banyo kuveti, bir yığın kıyafet...

Şimdi sıkıntılı bir dönem yaşıyor eşinin alkol problemi nedeniyle, yarın ona oturmaya gideceğiz Ece'yle. Biliyorum başka bir sıkıntısı oldu mu beni hemen gene satar, ama yaşanmışlıklar var. Ben onu atamam, o beni atamaz.

Onun dışında kırılıyorum, üzülüyorum ama hep affediyorum, daha doğrusu o boyuta hiç taşımıyorum.

Şimdi görüşüyoruz ancak sonrası için hiçbir bilgim yok, belki bir daha hiç ayrılmayız belki gene gider...

Hiç yorum yok: