1 Aralık 2008 Pazartesi

Ade (İdil)'den haberler

Bu yazıda kuzuma.

Aşkımmm, sen bu aralar iyice hareketlendin. Çok güzel yürüyormuşsun gibi koşuyorsun. Artık telefonda -benim veya teyzen dışında- konuşuyorsun. Cumartesi babanı istedin, aradık. "Aaah- Alo" dedin "Adeee- İdil" dedin "baba" dedin ve "abidibidu" diye konuştun, Gencay'a "Abi" diyor ve habire telefonla aramak istiyorsun,dayına "dayıcı- dayıcım" diyorsun, yengene "nanay" diyorsun. Babanın evdeki laptopunda senin resimlerin var - ne zaman baban masada otursa hemen yanına gidip "baba adeee" diyorsun ve resimlerini görmek istiyorsun. Küçük hallerine "bebe" diyorsun, kendi resimlerine "Ade" diyorsun ve gülüyorsun. Mutfaktaki çekmeceler, yağların durduğu dolap en sevdiğin yerler. Perdenin arkasından "cee" yapıyorsun. Nilgün Teyze'nin getirdiği cüce evinde "havhav-köpek"-"miyav-kedi"-"gagga-guguklu saat","dadadi-tuşa basınca çıkan ses"-"ahhaha-tuşa basınca çıkan gülme sesi" hepsini biliyorsun, neyi söylersek basıyorsun. Oyuncak sepetinden kimi istersek getiriyorsun. "Mickkk-Mickey- Neyn-Wayne- Nana- Kel bebekler" Bisikletinde pusetinde "ababa-araba". Ama pusette yemek yemek için artık oturmuyorsun, illa kucağımızda oturup sonra hem yürüyor hem yiyorsun. Üstten 2 azı dişin uçları çıktı, çok huzursuzsun. Bu 3 gündür altını bağlatmamak için çığlık çığlığa ağlıyorsun, o kadar bağırıyorsun ki başımız ağırıyor. Artık Potuk'a haşin davranmıyorsun, son 10 gündür zavallı yerde yatarken gidip kafasına vuruyor, kuyruğunu çekiyordun. Sana hep kızdık, şuçunu anladığın için kafanı bacaklarımızın arasına gömüp hiç ses çıkarmadın, ama artık yapmıyorsun böyle kötü şeyler. Şimdi yeni numara yediğin şeyi Potuk'la paylaşmamak için eline aldığın gibi hızla kaçıyorsun. Kaçarken elini diğer tarafa uzatıp Potuk'un almasını -aklınca- engellemek istiyorsun ama o çoktan senden kapıp kaçıyor. Ağlıyorsun, biz Potuk'a kızıyoruz diye sende Potuk'a o parmacıklarınla "hıııııı" diyorsun. Haliniz çok komik. Eğer Potuk olurda senden elindeki lokmanı çalmazsa bu sefer sen ona uzatıyorsun. Dün evde aylar sonra iştahla yemek yiyormuşsun, Deida sana mutfakta yemek verirken Potuk içeri girip seni taciz etmesin diye mutfak kapısını kapatmış ve "Deida mama" deyip babanın balkonda sigara içtiği yere oturup bisküvi yemişsin. Dün gece de 3'te uyanıp 4'e kadar babanla-benle ve Ava -Potuk'la konuştun, "hadi uyu artık" dedim "anne nanaaa" dedin, "nana ya, hadi uyu" dedim, geldin koynuma girdin, saçların ağzımın içinde, nefesin yüzümde, kolun ve ayıcık üstümde, o güzel yüzüne hayran hayran bakakaldım. Uyanınca artık -gece dışında- ağlamadan bize sesleniyorsun. "Deida-anne-annaneee" diye. Bu aralar ayıcık "acıcı" dan ayrı bir saniye bile geçirmek istemiyorsun, zaten geceleri ayıcık olmadan uyumuyorsun, onu sımsıkı elinde tutuyorsun, t-shirtine parmağını geçirip havada sallıyorsun. Korkudan ayıcığı yıkayamıyoruz. Çünkü başka birşeyle avunmuyorsun, kuzucuk falan istemiyorsun illede acıcı! Hele şimdi kalkar kalkmaz "acıcı acıcı" diye sızlanıyorsun, altını yıkarken bile ayıcık elimizde, sofrada yanımızda, alışverişte elimizde. Gencay'ın tırtılı gibi ama Allah'tan ayıcık tırtıldan daha hafif. Gencay'ın kocaman bir tırtılı vardı ve nereye gitse tırtıl elinde yerlerde sürünürdü, halen de odasında. Ayıcıka bir şey olursa yandık, çünkü promosyon geldi, aynını bulamadım. Ne olur dayan acıcı!!
Ade'mmm seni bu dünyadaki herkesten ve herşeyden çok seviyorum. Aşkımsın!

Hiç yorum yok: