1 Aralık 2008 Pazartesi

Bir haftasonu daha

Tatlım, bu haftasonumuzda sabahları feryat figan öğlenleri öpüş kokuş geçti- sayende

Cumartesi bir arkadaş kahvaltıya gelecekti, erken kalktığımızı bildirdik. Sabah 07.30'da kalktın, şimdi altını bile değiştirmeden doğru bizim yatak odasına çıplak totik ayaklarınla koşuyor, kapıyı küttt diye açıyor, "anneeeee" diye yatapın yanına geliyor ve kocaman gülüyorsun. Sonra "galk" diyorsun, kalkıp altını temizleyip giyiniyoruz. TV'yi açıp seni masa sandalyene oturtuyoruz, bir iki saniye sonra kalkıyorsun, elinde biberonun su içiyorsun.
Biz o arada kahvaltı hazırlıyoruz, sen dakika başı peşimde ağlayarak "anne-anne" diye dolanıyor ve kucak istiyorsun. Sonra balkonda kahvaltı yaparken senin masa sandalyende geliyor ama sen illede benim kucağımda oturmak ve zırt pırt aşapı inip dolaşarak yemek yemek, boş bulduğun sandalyeye tırmanıp kedilere bakmak, elinle yemek yemek, ellerini sildirmeden heryere sürerek dolaşmak istiyorsun. Tabii ben istemiyorum ve sen ağlıyorsun! Susturana kadar anneannen ve Deida'n bana kötü kötü bakıyorlar. Senin her dediğini yapıp ağlatmamam gerektiği konusunda hemfikirler ama ben seni ağlatıyorum. Sonra ya videoda Hala'nın bebeğini yada telefonda kendini seyredip susuyorsun. Bu arada kahvaltı etmiyorsun, 2 saat geçiyor sen hala tv-balkon-odan arasında turlayıp, oyuncaklarını ve tokalarını yere saçıp oynamadan dolanıyor dolanıyor dolanıyorsun...
İşte cumarteside de böyle başladı. Arkadaşı 10'da aradıkü yeni uyandı. Biz kahvaltı ettik, sonra o bir arkadaşını daha alıp çaya geldi. Onlar kalktı, yürüyüşe gittik. Çarşıda saatlerimize pil taktırdık, anneanneye Yavuz'un bebeğine takması için altın, sana bez aldık. Akşam Deida izine gdeceği için yemek için kır pidesi aldık, eve girdik baban geldi. O Potuk'u gezirdi, sonra senle oynaştık, gece klasik olarak ben altını temizledikten sonra babanı çağırdık, o seni ayaklarına yatırıp havalara zıplattı, sen çığlıklar attın, o indirdikçe sen "aya-aya" diye sen tekrar ayağında hoplatıldın. Gece 2 kez 12'de ve sabah 06.00'da kalkıp su içip geri uyudun. Sabah 08.30'da kalktın, baban Potuk'u çıkardı, bizde dayınla buluşmak için arabayla dayınlara gittik, dayın Deida'yı da aldı ve hep beraber Moda'ya kahvaltıya gittik. Sen dayını elinden tutup gezdirdin. O sana sandviç yedirdi, kuşları kovaladınız, sana oyuncak Kermit aldı, sonra o dinlendi Deida ile ben seni parka götürdük. 2.park maceramızda salıncaktan korktun, kaydıraktan korktun, sadece ordaki eğimli rampaya kadar inip inip çıktın. Bir keresinde poponun üzerine oturdun ve bize baktın, eğer suratımızda başka ifade olsa yaygarayı basacaktın ama biz "yok bir şey" deyince sustun.
Akşam dayın ve Gencay abin yemekteydi, dün akşamda gene geldiler birde babanın yegane arkadaşı Burak amcan ve eşi Aylin geldi. Sen tabii ki yadırgadın, bana yapıştın, banyo yaptın ve uyudun.... İşte hafta sonumuz

Hiç yorum yok: