Bu da dün yaşandı. Yaklaşık 3-4 gündür gene gündüz ç.ş kaçırma sıklığı arttı. En son dün sabahtan akşam geldiğim 18.30'a kadar 20 k.lot, tabii bir o kadar k.lotlu çorap ve eşortman altı kirlide yerini almış. Ben içeri girerken onlar alt değişikliği yapıyordu. Kankisi Tuğba evdeydi. O zaten gelince tuvalet unutuluyor oyun varken. Neyse "yapma kızım, kaçırma kızım" tarzı söylemden 5 dk. sonra - yeminle saatte baktım çünkü- gene kaçırdı, içeri odasına gittim
"Yok Deida'm gelsin, sen kızıyorsun" dedi. Sanki Deida'sı kızmıyor!
"Kızmadım kızım, gel gidelim" dedim tatlılıkla
Gittik bir ton ç.ş saldık.
5 dakika sonra- gene saate baktım- Tuğba "İdil gene kaçırdı" dedi
Bu sefer "Aaa, kızım neden böyle yapıyorsun, bir daha yaparsan tüm oyuncakları çöpe atarım vs vs" sonra gene tuvalet, gene bir ton ç.ş, gene alt değişimi, k.lot, k.lotlu çorap, eşortman altı vs.
"K.lot kalmadı kızım! Bak hava soğuk, kurumuyor" dedim.
Çekmeceyi açtı ve
"Bak! 100 tane k.lodum var, neden k.lot kalmadı diyorsun" demez mi!
"Cevap verme bana" dedim. Ne diyeyim ki?
5 dakika sonra Tuğba "İdiiiil! Gene mi yaptın!" deyince Deida ben kızmayayım diye önden koştu, tuvalete oturttu, gene bir ton ç.ş.
Bu arada bende masa-sandalyesini aldım, kapıyı açtım ve kapı dışına koydum oyuncakları.
Aman ne ağlamak! İçini çeke çeke, böğüre böğüre. Nefessiz kalana kadar. Bu arada ben durdum.
"Söz veriyorum! Bir daha kaçırmıycam" vs vs
Masa-sandalyeyi geri aldım, odasına koydum.
10 dakika geçmedi odasının kapısını açıp "Deidaaaa" diye seslendi.
Kesin kaçırdı dedim, aynen kaçırmış.
Onlar Deida ile yine tuvalette ç.ş yaparken ben daha fazla oyuncağı aldım kapıya koydum. Daha fena ağlamalar, Deida bana kötü kötü bakıyor, çocuğu ağlatıyorum ya! Annem içerden sesleniyor
"Ağlatma çocuğu, al oyuncakları içeri, ne biçim annesin!"
Ben kızıyorum "Kızım neden kaçırıyorsun? Tuvaletin yerini bilmiyor musun? Ç.ş geldiğini mi anlamıyorsun?" diye bağırıyorum. Arkası bana dönükken dil çıkarıyor. Görmem zannediyor. Daha fena kızıyorum.
Bu arada Tuğba'nın babası Tuğba'yı almaya geliyor, Tuğba kaçıyor. Saat 19.40.
Bizimki katılıyor ağlamaktan. Deida'sının kucağında. "Sakin ollll" deyip duruyor İdil'e.
"Sen Potuk'u tuvalete çıkarsana" diyorum.
Daha o öğlen ilkokula giden kızı olan bir arkadaş kızınla olan anlaşmazlığında onunla büyük insan gibi konuşarak "Sorununu ağlayarak ve şımarıklık yaparak çözemeyeceğini" anlattığından bahsetmişti ve bende "Ben öyle konuşmam, küserim" demiştim. Bir de onun sistemi deneyeyim dedim.
Tabii baş yardakçı Deida giderken bizimki battaniyesinin altına saklanıp konuşmuyor. Susuyoruz 5 dakika. Sonra battaniyeyi yüzünden çekip ona
"Gel seninle konuşalım. Bizim bir sorunumuz var. Senin neden ç.şini kaçırdığını merak ediyorum. Belki ç.şinin geldiğini anlamıyorsundur, bir hastalık vardır, doktora gideriz ve kurtuluruz. Belki oyuna dalıyorsundur, oyunu bırakmak istemiyorsundur. O zaman bir seni saatte bri tuvalete götürürüz. Benim ç.şim yok deme, klozete otur. Belki gelir ç.şin. Belki başka bir nedenle kaçırıyorsundur. Soruyorum. Sen bana cevap ver. Böylece sorunumuzu çözeriz. Biz seninle biberon sorunumuzu çözdük, gündüz bezini çözdük, gece bezini çözdük. Biz seninle herşeyi başarabiliriz. Ben seni çok seviyorum. Sana kızdığımda da çok seviyorum. Sen benim için bu dünyadaki en önemli varlıksın. O yüzden sen üzülünce bende üzülüyorum. Ben istermiyim senin oyuncaklarını atmayı? Ben senin için, sana istediğin oyuncakları, kıyafetleri, kitapları alabilmek için çalışıyorum. Senden tek istediğim vakti geldiğinde ç.ş kaçırmadan tuvaletini yapman. Bu yüzden sende bana yardım etmelisin"
Önce yüzüme bakmadı, sonra kucağıma geldi, öpüştük, özür diledik.
Deida geldi, bizi kontrol etti. Kapıya koyduğum oyuncakları odasına beraber taşıdık. Bize yardım etti, şen şakrak, neşeli... Dedim ki kendime, kadını eleştirdik ama bu yöntem işe yaradı sanırım.
15 dakika geçmedi gene ç.ş kaçtı!
"Önemli değil, bi damla anne. Kurur, merak etme" diye beni teselli etti!
Sabahki telefon konuşmasında ise
"Çok kötü bir rüya gördüm anne"
"Ne gördün kuzum?"
"Sen bana kızmıştın, oyuncaklarımı atmıştın, sonra konuştuk, sen bana anlattın. Hatırladın mı?"
Ayyyy, sabır Allah'ım sabırrr!!!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder