Bu blog aslında myspace'teki blogumuzun buraya taşınmış halidir. Kızıma hamileyken yazmaya başladım, kızım şu an 5.5 yaşını bitirdi. Aşkım,herşeyim kuzum için bu yazılar, sizde okuyup beğenirseniz ne mutlu bana... Tüm annelere,tüm bebeklere,tüm çocuklara,tüm kadınlara,tüm insanlara sevgiyle,dostlukla
2 Mart 2009 Pazartesi
Sunday Bloody Sunday (Kanlı Pazar)
Tam adına yakışır bir Pazar yaşattı İdil bize. Oysa ne güzel Cuma-Cumartesi-Pazar hem baba hem ben evdeydik. Cuma baba Potuk'u aşıya götürdü, teyze geldi, baba döndü, İdil uyandıktan sonra halamıza yemeğe gittik. Babaanne analı kızlı çorbası yapmıştı, parmaklarımızla beraber yedik. Cumartesi hazırlıkla geçti, çünkü Pazar günü babamızın doğum günüydü. Akşam İdil'i yatırdıktan sonra Samuel Jackson'un "Soul Man" diye güzel bir filmini seyredip geç yattık.Pazar sabah tıpkı Cumartesi gibi sabah 07.20'de "anneeeciiim, kalk, ben uyandım" "babacım beni alırsın mı yataaa" "annneciiim, ben Deida'mın yanına gitcem" bağırışları arasında içeri gidip, 5 dakika sonra gelip "hadi kalk anne, kaavaltı hazırlayalım" dedi. Yedik, sonra gazeteleri okurken aklıma gelen fikri babaya zorrrrla uygulattım ve 2 yıl sonra ilk kez İdil-ben-baba yürüyüş yaptık (30 dk!). Gerçi bankadan para çekmek için gitmiştik ama ben en sevimli halimle babaya Kahve dünyasında bize birşeyler ısmarlattım. Dışarda oturduk, güneş vardı ama hava soğuktu. Daha kahveyi bitiremeden "sallanma, hava ayaz, çocuk hasta olur, kalk da gidelim" nidasıyla bu rüyada kendime geldim:)P
Eve geldik, baba uyudu, İdil uyudu, hızla giyindim, ablamlar geldi, babayı kaldırdık. Saat 15.00 oldu, haladan haber gelmeyince baba aradı ve Tuna'nın hasta olduğu, o nedenle gelemeyecekleri öğrenildi. Deli gibi yemeklere saldırdık. Ardından abim geldi, yengem üniversite arkadaşları ile buluşma işini bu sene organize ettiğinden aramızda olamadı.
Sonra İdil uyandı. Cumartesi alışverişe gittiğimizde fiyatına bakmadan alıp, sonra içime oturan 45 milyonluk Disney prensesli piyano ile oynadık. Yeni aldığımz kalemlerle boya yaptık. Ablamlar ve abim gittikten sonra baba yattı, İdil'de yanına tırmanayım derken tabureden kayıp ağzını vurdu. Burnundan bir anda kan boşaldı. Benim üstüm kan oldu, onu görünce korkup ağlamaya başladı. Zor sakinleştirdik, ama elim ayağım kesildi. Dıştan gayet sakindim, kargayı arayıp Orman Çocuğu ve Winnie the Pooh filmlerini istedim, kucağımda film seyretti, yattı, burnundaki kanlar durdu ve hafta sonu böyle kanlı bitti.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Etiketler
- anne'nin kitaplığından (3)
- Biz (40)
- Günlük yaşam (13)
- Hamilelik (2)
- Hayatımız (bazen B.ktan (153)
- idil'in kitaplığından (7)
- İdil'li günler (271)
- Potuk'lu hayat (21)
- Seyahat (4)
5 yorum:
allah beterinden korusun ayşenciğim.
çok üzülmeden şükür gelmiş geçmiş....
güzellikler inşakkah bu pazara :)
sevgiler....
idili bal yanaktan öperim.
Geçmiş olsun yaa :( neyseki dişi kırılmamış ,dudağı patlamamış...ama o kadarı bile çok üzücü.
Demek 30 dakikalık bir yürüyüş yapdınız gelişmeler var desene:):) ne güzeeel.Bizde yaparız inşallah, uzun zamandır beni saldı çayıra mevlam kayıra :)
çok geçmiş olsun minik kuzuya öpüyorum yanaklarından
Başlığı görünce trafik kazası filan geldi direk aklıma nedense korktum yahu , çookk geçmiş olsun ayşencim, allaha emanetler bu bücürükler.
Nunu'cum
Ebru'cum
Figen'cim
Belkıs'cım
Çok teşekkürler geçmiş olsun dilekleriniz için. Hepimizin yavruları ve tüm ailesi Allah'a emanet olsun.
Sevgiler,
Yorum Gönder