11 Şubat 2009 Çarşamba

İştahsız ve uykusuz bir çocuğun annesi olmak







İştahlı bir çocuğun annesi olmak nasıl merak ediyorum.

Eltimin (bu lafı sevmem ama akrabalık durumumuz bu) bizden 7 ay küçük bir kızı var, Elif. Kardeşim o ne muhteşem bir iştahtır yazın gördüm, vallahi özendim. Birşey yemeye gör, hemen yanında bitiyor, ağzını yavru kuşlar gibi açıyor. Dahası yemek yediğin müddetçe yanından bir saniye ayrılmıyor. Bizimki ile aynı boyda ve daha kilolu.
Boyunda, kilosunda değilim de, şöyle oturarak yemek yiyen, daha doğrusu yemek yiyen bir çocuğa hasretim!

Bizimki daha ufakken mama sandalyesine oturuyordu, yoğurt,peynir yiyordu, katı gıdalara geçişte hiç zorlanmadık, küçücükken bile biz ne yersek 1 lokma muhakkak tattırdık. Fakat ayaklanınca mama sandalyesinin tepsi kısmını ayağıyla vura vura kırdı, aşağılara yuvarlandı. Peynir öldür Allah yemedi, yoğurdu ağzına sürmedi.

Kitaplar, internet araştırdım. Ödün vermeyecektim, açlıktan ölmezdi, aç bıraktım.

Tam 3 gün.

Sadece yumurta sarısı ve su-mamayla yaşadı.

"Kızım gel yemek ye" diyorsun, oturamıyor. Bu hayattan kaçırdığı çok şey var ki sanki, oturarak daha fazla şey kaçırmak istemiyor. Çok işi var sanki, kendini tutamıyor. Kurt kaynıyor k.çında derler ya, bu işte!

3.günün sonunda pes ettim, yesinde nasıl yerse yesin moduna girdim. Ayakta yiyor. Dolaşıyor, oynuyor, ben elimde tabak bekliyorum, "hadi kızım, hadi bebeğim,hadi annecim" (hadi lafına sinir olurum bu arada) diyorum, o keyfi gelipte yanıma uğruyor ve 1 kaşık ağzına alıyor. İlk lokmayı zaten dilinin ucuyla tadıyor, mübarek gurme sanki!

Hala yoğurt yemiyor, peyniri ise sadece kahvaltı bulamacında kakalayarak yediriyoruz, o da taze peynir. Kaşar-maşar tostta bile yemiyor.

Her sofra kurulduğunda ona da yardım ettiriyorum , özel tabaklar, kaşıklar aldım, sofrada bizimle beraber sandalyede otutturuyorum, hatta bir ara özel masa-sandalye aldım orda yesin diye, ama sandalyeyi akrobasi çalışmalarında kullanıp sayısız kez düşüp her yerini bere yapınca vazgeçtim.

Elimde tabak tam 1,5 saat sabırla oturduğumu biliyorum. Ama o saatlerde içimden kalkıp tabağı kafasına geçirmek, sonra çocuğu duvarlara vura vura dövmek geçiyordu:)P

Küçükken bende iştahsızmışım, bir ilkokul resimlerim var, çırpı gibi. Şimdi ise dev anası kıvamındayım. Ablam hep anlatır, "herkes yemeği bitirirdi, sen hala çorba kasesine bakar dururdun" der, annem yanaklarıma lokmaları yutayım diye vururmuş.

Bazen boşver diyorum, öyle böyle büyüyecek, kendimi sinir etmeye değmez ama biliyorsun ya aç olduğunu, ağzına lokma girmediğini, açlığını yatıştırmak için hababam su içtiğini, için eziliyor. Su vermeyi kesiyorsun, onu bile inadından gelip istemiyor. Bu modelin babası da böyle, 24 saat yemek yemesin acıkmaz.

Balayından kayınvalideme el öpmeye gidişimizi hatırlıyorum, Fethiye'den Adana'ya, yolu karıştırınca ve tamiratlara denk gelince tam 12 saat yolda geçti. Açlıktan ölüyorum, "şurda bir tost yiyelim bari" diye yalvarıyorum derviş'e. "Aaa, olurmu annem yemek hazırlamıştır az kaldı sabret" diyor, 3 saat geçiyor "bari şurda bisküvi yiyelim" diyorum "orası kamyoncu yeri, giremem" diyor. Tam 12 saat sonra kayınvalidelere gittiğimizde kadıncağız bizim geleceğimizi tahmin edemediğinden yemek hazırlamamış ve evde de en sevmediğim yemeklerden yeşil mercimek vardı!

Uykusuzluğa gelince, bu zilli doğduğunda gündüz uyurdu, o sırada gelen-giden sen yatamazsın, gece 22.00 olur herkes yatmaya hazırlanır, bunun saat zili çalmış gibi uyanır ve sabah 06.00'ya kadar otururdu. Tabii bende. Çok bilirim yarım saatlik uykuyla işe gittiğimi! İş hata kabul etmez, zombi gibisindir, ekstra her yaptığımı 2 kere daha kontrol ederdim yanlış yapmayayım, fırça yemeyeyim diye.

Sonraları uyutana kadar göbeğimi çatlatır ve gecede 8-10 kez kalkardı. Su içer, bazen içmez, kucak ister, bazen yerinde ağlar kucağı istemez, bazen avaz avaz ağlar, salonda gezdiririm, balkona çıkarırım, sonra 2 saat ağlar kendiliğinden susardı.
1 yaş bitti bu durumlar devam etti, şimdilerde gece 21.00'de Gece Bahçesi bitince alt değişiyor, el-yüz yıkanıyor, diş fırçalanıyor (oyun aslında, macun falan yok) , pijamalar giyiliyor, evdekiler öpülüyor, iyi geceler deniyor, yatağa yatılıyor, dönence müziği açılıyor, mama emiliyor, masal anlatılıyor, ayağa kalkılıyor, kucak isteniyor, dandini ninni isteniyor, uyku başına vuruyor, küt diye kendini tekrar yatağa atıyor, tekrar mama-masal, tekrar kalkıyor, konuşuyor, kucak istiyor,dandini istiyor, "yat artık" diyoruz, saat 22.00'de uyuyabiliyor. Eğer şanslıysam gecede 2 kez kalkar, su içer, sohbet eder, o arada sen yatamazsın yanında. İlle yatağının yanındaki o taburede oturacaksın, yanıma yatağa alayım uyuyayım dersin, kendi yatağının rahatını ister, uyumaz bizim yatakta. Son zamanlarda yatağa, derviş-ben ve Potuk'un arasına geliyor ama kendini bir o yana, bir bu yana atıyor, o arada bize kafası, ayağı çarpıyor, canı acıyor, uykusu kaçıyor. Şarkı söylüyoruz, ayıcığı elliyoruz, zor bela en erken 2 saat sonra dalıyoruz, aslında sızıyoruz da diyebilirim.
Sabah en geç 08.00'de ayakta. Öğlen sadece 1 saat uyuyor, ondada yarım saat sonra uyanıp evdemiyim değilmiyim diye kontrol ediyor. Bunun dışında sürekli ayakta, yorulmuyor mübarek, tv'yi bile oturarak izleyemiyor. İlle geziyor, dikiliyor. Dalgınlıkla oturttursam yanıma 2 dakika geçmeden hop gene ayağa dikiliyor.

Şöyle kendi kendine yatıp sabah en azından 09.00'larda falan kalksa, kendi kendine oturup sofrada biraz yemek yese istiyorum, çok mu şey istiyorum??

10 yorum:

benimkuzum dedi ki...

çok şey istemiyorsun da , onlar kendi kurallarını kendi belirliyorlar :) yemeyen çocuk zor gerçekten , kuzuya bol iştah ve düzenli uyku saatleri diliyorum annesi öptüm

aysencifci dedi ki...

AMİNNNNN:))

Primarima dedi ki...

Çok şey değil ama inanki çoğu böyle yaa.Bizimkide bazen ağzında tutuyor deliriyorum sinirlenmiyeceğim diyorum ama sinir oluyorum.

Bir Dut Masalı - nUnU dedi ki...

ayşenciğim çok haklısın..
her şeye rağmen azim ve sabrla tüm fedakarlıkları deniyorsun belliki.
iyide yapıyorsn..
küçük oğlum öyleydi. 21 yaşında.. hala öyle..
yani az yiyerek, ağır ve yavaş yiyeyerek yaşıyor. her şeyi yiyor ama kürdan gibi :((((
üzülme nolur..
hem minyon. hem yaradılışı değişiyor olabilir.
yıpratma emi kendini..
ikinizide öpüyorum.

* süslü kayıp *!!!! ???

aysencifci dedi ki...

Ebru,
Bende aynı modelmişim, anlattığım gibi. O yüzden Sabırrr, başka çare yok. Büyüyecekler, bizde yaşlanacağız, sonra da bizi beğenmeyecekler..
Sevgiler,

Nunu'cum,
İnanmıyorum, 21 yaşında KÜÇÜK oğlunmu var?! O kadar genç görünüyorsun ki! Senin gibi tecrübeli bir anneden gelen böyle sözler beni tahmin edemeyeceğin kadar rahatlattı. Çok sağol.
Sevgiler,

benimkuzum dedi ki...

ödülün var bloguma uğrarmısın sevgiler

Unknown dedi ki...

İnanmıyorum yazını okudum ve inanamadım sanki benim yaşadıklarımı yazmışsın.ahhh seni çok çok iyi anlıyorum.her yemek kabus gibi birde ben iştahsız iki çocukla uğraşıyorum.büyük oğlum iştahsızdı ama küçüğünle kıyasladığımda inan o iştahlı kalıyormuş.neler çekiyorum uyku yok,iştah yok sanki bütün bir günüm yemek yedirmeye çalışmakla geçiyor.o kadar iştahsızki çiğnemeyi bile öğrenemedi sevdiği hiçbirşey yok,ağzını açmıyor,açtığında ağzında tutuyor,yada kusuyor.çok zayıf ve bu kadar aç kalmaya görede çok hareketli,bütün gün hareket halinde off neyse başladım yine kendimden anlatmaya beni anlayacağını düşündüm.canım yazışmak dileğiyle
öpüyorum.

aysencifci dedi ki...

Merhaba Meliha,
Ziyaretin ve güzel yorumun için teşekkürler.
İştahsız Rüzgar ve yakışıklı Tuğberk'i öpüyoruz.
Sevgiler,

Adsız dedi ki...

sen iisin isteklere sahipsin bu konuda halen.ben vazgeçtim...
bizim durumumuz da korkunç vala şimcik yazsam buralara sığmaz ama çoktan istemeyi bırakıp depresyona girdim bile :)

Adsız dedi ki...

merhaba
benimde kizim 18 aylik ve bu istahsizsizlik sorunu bizdede mevcut, az once bir cinnet gecirdim mesela, bir iki tanede poposuna vurdum, siddete karsi biriyim ama sabir falan bitti tukendi artik. corbayi bir insan niye tutar agzinda niye yutmaz?? cignemesi bile gerekmiyor. Anlamiyorum, anlamayacagim, sabahin korunde aman ac kalmasin diye kalkmaminda bir anlami yok biliyorum zaten birsey yemiyor ama yinede kalkiyorum. offffffffff