2 Şubat 2009 Pazartesi

Bir haftasonu daha çılgın gibi geçti






















Cuma günü has arkadaşım 1 Nilgün ve kızı çaya geldi, sabah Esma ablamız temizliğe geldi, dedikodunun dibine vurduk.
Bu arada hanım kuzu ile legolar, kitaplar,oyun hamurları, bowling, evcilik vs oynadık oynadık. Yeni numaramız 2'şer sandalyeyi karşı karşıya dizip üstlerine battaniye örtüp ev yapmak. Bunun İdilce adı "evimiz burda". Oyuncaklar bize misafirliğe geliyor, tabii baş konuk Potuk. Onlara "ne içeesin" diye soruluyor. Çay-kahve ikram ediliyor, bazen kafalarına da atabiliyoruz tabii. Bisikletin arkasına sebze meyve sepeti konuyor, onlarla yemek pişiriliyor, etraf dağıtılıyor, en sonunda evin tavanı olan battaniye atılarak oyun bozuluyor. Kocaman salon boş dururken iki koltuk arkası daracık yerlerde oyun oynanıyor. Potuk taciz ediliyor vs vs.
Cumartesi babaanne ve halamız teyzemize çaya gidecekti, bizde gittik. Tuna ile oynadık, babaannemize ve halamıza çay yaptık, kahve ikram ettik, yemek pişirdik oyuncaklarımızla. Akşam dayımız balık alıp anneanneye geldi, ablamlarda geldi, hep beraber balık yedik. Tabii yatma saatinde gene olay çıkardık, 2 masal, 1 biberon mama,3 kez kucana (kucağa), 3 kez dandini sonrası hala oyun modunda olunca bende odadan çıktım. Biraz ağladı, tekrar içeri girdim kızdım, daha beter ağlamaya başladı, bu arada garip sesler çıkarmaya başlayınca hemen kucağıma aldım. Almamla beraber yatağa, yastığa, kendi üstüne,benim üstüme,terliklere her yere kustu. Deida geldi temizledi yatağı, biz babası ile yıkadık. Zorla sakinleşti ve gece 23.00'e gelirken uyudu. Tabii hem kusmukları yıkarken hemde kendi kendime vicdan muhasebesi yapıp "ne var çocuğu bu kadar ağlatacak eşşek kadın" diye kendimi yedim bitirdim. O uyudu ama ben pek iyi uyuyamadım.
Pazar baba Potuk'u traşa götürdü, biz evde oynadık durduk. Ne zaman senin bu uykular düzelecek be kızım? Şöyle kendi kendine yatağa yatıp sabaha kadar deliksiz uyuduğunu görebilecekmiyim?

4 yorum:

Belkıs dedi ki...

Ben bu İdili yerim, tatlış şey, ne güzel olmuş oyunun dibine vurmuşsunuz. Potukta ayrı bi güzellik çok sevimlii, Şu kusma olayıda olmasaymış kusursuz bi hafta sonu olacakmış sanırım.
Bu sabah şu son cümleyi aynen tekrarlayarak çıktım evden :) gerçi biz küçüküz henüz, Ece kız doğumundan beri kendi kendinede uyuyor ama bi deliksiz uykumuz yok kaç kere kalkıyoruz bilmem, duyuyorum aynı aylarda deliksiz uyuyan çocuklar var bikaç zaman hani diyorum uyusanda bu annecikde bikaç gün uykusunu alıp gelse otursa şu masaya :)

benimkuzum dedi ki...

merhaba
Prima Rima nın blogundan sizin blogunuza ulaştım, Gürcü bir annenin kızıyım , potuk'la aynı cins hardal'ım var , 2 yaşını bitirmesine 20 günü kalmış bir kuzunun annesiyim, bu arada yaşda mart'ta 39 :)
baştan sona bir solukta okudum yazılarınızı
sevgiler figen

Primarima dedi ki...

zorlu geçen bir haftasonu diyelimmi?
Oyun faslı güzelde, yatak faslı zor işte...inanırmısınız bende çok istiyorum kendi kendine uyku vakdinin gelmesini, gidip yatağına yatmasını filan:)bazende diyorumki çok ararsın bu günleri Ebru, yapma böyle, nasıl uyusun kendisi, daha küçük:)
bir vicdan bir stres ...gelip geçiyor işte.

aysencifci dedi ki...

Belkıs Hanım'cım, ben hala sizin blogu okuyamıyorum ya, ona yanıyorum. Ecem'in güzelliklerini doya doya okuyup seyredemiyorum. Uykular için sabır edeceğiz, daha ne kadar uyuyamayacaklar ve uyutmayacaklar ki (çok sürmez umarım)? Güzel sözleriniz için teşekkürler,
Ebru'cum (Aslında sen hep Hanım diye hitap ediyorsun bana, 41 yaşıma olan saygıdan herhalde:))) ama ben Ebru'cum diyorum umarım kızmazsın) uyusunlar keşke kendi kendilerine ne olurdu. Görümcemin Sumo güreşçisi kıvamındaki oğlu ana kucağında 5 dakika salladın mı küt uyuyor. 9 aylık ama 2 aylıktan beri gece sadece 1 kez uyanıp mama yiyip geri 10.00'a kadar uyuyor. Vallahi kıskanıyorum, yalan yok. Ama suç bizde "ıh" dedikçe yanına gide gide böyle şımarttık prensesleri. Görümcem duymamazlığa geliyormuş ağladığında, kendi kendine susup uyuyormuş. Biz geç kaldık ama diğer yeni annelere tavsiye edelim. Rima iyileştiği için çok sevindim. Öpüyoruz onu.Sevgiler,
Figen'cim (ben iyice azıttım sanırım samimiyette) bulmuşum seni hayatta bırakmam. En yakın takipçinim artık. İrem dünyanın en tatlısı annesi, Allah onu korusun kem gözlerden, nazarlardan. İştahlı bir kızım yok, merak ediyorum nasıl bir duygu yemek için sinir harbi yapmamak? Ben elimde tabakta 3 köfte tam 1,5 saat oturduğumu biliyorum. Yemek yerken bile k.çındaki kurtlar durmuyor, oturmuyor kardeşim. Geziyor geziyor geziyor geliyor 1 lokma yiyor,onu ağzında tutuyor tutuyor unutuyor. Böyle yemekten ne ona ne de bana hayır geliyor. Sabır diliyorum benim gibi annelere.
Sektörümüzde benzer sanırım, bende otomotiv ve beyaz eşya için üretim yapan bir kuruluştayım. Sayfanızı çok beğendim, iyiki bizi gördün de seni tanıma fırsatımız oldu. İrem'in her yerinde öp bizim için annesi, azıcıkta ısırrr
Sevgiler,