5 Ocak 2009 Pazartesi

Yeni yılımız ve tatilimiz nasıl geçti.

Aslında moralim Filistin'li sivillere yapılanlar nedeniyle epey bozuk ama bu yeni yılı nasıl karşıladık, 9 günlük kriz tatilinde neler yaptık anlatalım da unutmayayım.
Cuma günü yani 26 Aralık'ta Has Arkadaşım 1 ve 2 yani Ece ve Nilgün geldiler. Yedik, içtik, saç boyadık, dedikodu yaptık. Nilgün bizimkine oyun hamuru getirmiş. Ece'de bize çok zarif takılar almış. Ertesi gün ve Pazar günü baba evdeydi, tabii hiç bir yere gidilmedi.
Pazartesi hem arkadaşımlarıma hem kızı Nilsu'ya yılbaşı hediyeleri almak için Toyiki'ye gittik annem, Deida ve İdil'le. Kuzum daha tutturmayı ve kendini yerlere atmayı bilmediğinden sadece her oyuncağı ellemek istedi, şaşkın şaşkın etrafına bakındı. Daha evvel hiç bu kadar çok oyuncağı bir arada görmemişti nede olsa. Deida'da yeğenlerine oyuncaklar aldı, benim kuzuya sebze-meyve şeklinde oyuncaklar aldı. Bende kuzuya oyun hamuru aldım. 100 YTL'yi geçince kocaman birde ayıcık hediye ettiler. Ellerimiz paketlerle dolu zor bela minibüse binip eve dönebildik. Salı günü yemek hazırlıkları yaptık. Çarşamba yani yılbaşı günü herkes anneme geldi. Ablam ve eniştem yemeğe geldiler ama abim ve yengem daha sonra geldiler.
Menüde
Meksika Salatası
İtalyan Salatası
Mercimek köftesi
Et köfte
Fırında baharatlı tavuk but
Fırında baharatlı patates
Tatlı olarakta ablamın yaptığı supangle vardı.
Bata çıka yedik. Abimler 23.00'e gelirken arkadaşlarına gittiler, ablamlar 23.30 gibi kalktılar. Kuzucuk zaten 21.00'de uyumuştu, bizde 24.00'ü zor ettik, uykudan bayılıyorduk. Hepimiz birbirimizi öpüp iyi yıllar diledik ve yatıp uyuduk! Allah'ım ne fena bir aileyiz biz felan diye düşünmedik. Çünkü evde 2 yaşında bir canavar olunca yorgunluktan nerede uyuduğunu bilemiyor insan.
Peki İdil hanım neler yaptı derseniz;
Yeni lafı "konişmiyim" - küsüyor yani bize.
Telefonda teyzesine "anne konişmiyi, deida konismii, bende konismiyim" diyor, tabii gülmekten kızamıyoruz. Babaannesi ile telefonda konuşurken büyük insanlar gibi "Evif- Elif kuzeni- nası?" diyor, "babam daha gelmedi" diye yalan atıyor, halbuki babası yan tarafta oturuyor.
Bol bol hamurlardan bana ve babasına Tombilibu-Makapaka (Gece Bahçesi karekterleri) yaptırıyor, masanın üstünde oturup yaptığımız legoları bozuyor, "çocuk aç" diyerek TRT Çocuk kanalı'nı açtırıyor. "Oy oy özledim seni anneanne" diyor, anneanneyi erititiyor, "hadi daycım at" diyor , 100 küsur kilo dayısının sırtına biniyor, Zeya'ya şımarıyor, sabahtan akşama laptopta film seyretmesin diye "karga filmleri götürdü" dediğimde inanıyor, "anne karga taazan-mogli getisinnn" (Karga Orman Çocuğu filmini getirsin) diye yalvarıyor, Potuk'a eziyet ediyor, ablamın İtalyanca öğretmeninin evindeki yavru sokak kedisinin peşinde koşturuyor, öpülüyor, ısırılıyor, kısaca seviliyor seviliyor seviliyor.
Umarım büyüdüğünde de bu kadar çok sevilir.

2 yorum:

Primarima dedi ki...

Sizin menünüzü yiyeyim desem ayıp olmaz değilmi :):) nasıl bir menüdür allahım o yutkunmama sebep oldu.karnımda açken okudum :)
ne güzel benim kızda henüz kendini yerlere atarak tutturma bilmiyor girip elliyor elliyor dokunuyor çıkıyor, bu sonradan değişicekmi diyorsunuz yani ,yerlere atıp bağırıp, çagırıp, oyuncak isteyecekleri dönemdemi var bunların :)

aysencifci dedi ki...

Çok samimi olarak söylüyorum, ne zaman isterseniz beklerim sizi ve kızınızı.
Sevgilerimle,