Çalışan kadınlar, sözüm size.
Daha doğrusu bizlere...
Sizinde en büyük hayaliniz benim gibi EV KADINI olabilmek, çocuğumu kendim büyütebilmek mi?
İşe küfrederek mi gidiyorsunuz?
Evde oturan kadınlara özeniyor musunuz?
Nedir bu durum? Kariyer kadınlarını- kusura bakmayın- anlayamıyorum ben. Yani maddi açıdan mecbur olmayıpta kariyer yapmak için iş hayatına devam edenler nasıl oluyor? En büyük kariyer ANNELİK değil mi?
Yavrumuzun herşeyin kaçırdıktan sonra kariyerin en alasını yapsak, profesör olsak ne olur Allah aşkına?
Ablam hep bu durumlarda anlatır, benim ablam emekli bankacı, rahmetli Türk Ticaret Bankası'ndan. Bilgi işlemde'ydi, Tophane'de çalışırlardı. Kaç sene öğlen tatili yapmadılar, eğer tatil varsa öğlen Eminönü'ne felan giderlerdi, dönüşte kıl bir müdürleri vardı, kapıda dikilir, bir saate bir gelenlere bakarmış. Bunlara yapmadığı eziyet kalmamış. Ama ne oldu, o da emekli oldu ve ablam onu seneler sonra Bostancı Pazarı'nda ellerinde maydanoz,pırasa poşetleriyle gördüğünde nasıl içine sular serpildiğini anlatmıştı. İşte yani,müdür oldun p.pon göğe erdi! Ne olacak sende yarın öbürgün o burun kıvırdığın ev kadınları gibi maydanoz alacaksın pazardan be salak!
Birde İclal Aydın'ın bir yazısında vardı çok sevmiştim, "Mezarlıklar vazgeçilmeyen insanlarla doludur". Ne doğru değil mi? Şimdi senin için olmazsa olmaz kişiler (sevgililer-iş arkadaşları),kendini mühim sanan VİP-ZİP'ler ne olacaksınız işte sizde toprak olacaksınız.
Mühim olan ailemiz ve çocuklarımız değil mi? Ama işte Prima Rima'nın şu yazısından http://primarima.blogspot.com/2009/01/alan-annem.html sonra iyice üzülüyorum fakat mecburiyetten çalıştığım için az da olsa kendimi affedebiliyorum.
1 yorum:
Yazın harika...İclal Aydın da harika demiş hiç duymamış ve okumamışım :)Doğru söze ne denirki...sonumuz aynı yer değilmi*
Yorum Gönder