18 Nisan 2011 Pazartesi

Mübarek Lance Armstrong!

Önce bisiklet için yaşanan gerginliği anlatarak başlayalım.

Bizim her işimiz "Ferhunde Hanımlar" misali gergin-gürültülü-olaylı-şamatalı olduğundan zannedilmesin ki bisiklet alalım dedik gittik aldık!

Ca.rr.efour'da 2 hafta üst üstü bu bisikletleri görünce hemen almak niyetine kapıldım. Sonra bekleyeyim dedim. İdil gidip üstünde prensesler olduğu için yapıştı ve birlikte baktık.
Bu arada Derviş "Hadi" lemeye başlayınca ilk hafta hevesimizi alamadık ana-kız.


Ben memur çocuğu olduğum için hiç bisikletim olmadı. Ablamın ve abimin de olmadı. O yüzden hala da bisiklet sürmeyi bilmem. İdil'in bir 3 tekerlekli bisikleti vardı zaten. Fakat artık büyüdüğünden ve yazın Babaannenin kuzeni Elif'e aldığı o koca bisiklete bindiğinden bende artık büyük bisiklete geçme zamanı geldi diye düşündüm. Dahası yaşadığımız semtte yazın ne kadar çocuk varsa hepsi sokakta ve hepsi de bisikletle. Yan apartmanda bir bisiklet tamircisi dede de var. Daha ne bekleyelim?


2. hafta gittiğimizde Derviş'in saatlere bakmasından faydalanıp ana-kız sinsice bisikletlere yanaştık. Gözüme uygun görünen boydakine İdil'i bindirdim. Üstü, altı, yanı, sağı, solu herrr yeri prenses dolu ve rengi de pembe olunca bizimki direkt "Alalım" moduna girdi tabii.


Derviş bizi görünce "Hadi"lemeye başlamadan
"Alalım mı bisikleti?" dedim
"Sonra alırız" dedi
"Ne sonrası?" dedim
"Yaza" dedi
"Yazın pahalı olur hayatım. Hazır gelmişken, arabanın arkası boşken alalım işte" dedim
"Niye? Kaçıyor mu bisiklet?" dedi
"Ya haftaya bulamazsak?" dedim
"5 haftadır burdalar" dedi
"Uydurma 2 hafta oldu" dedim
Ufaktan kaynayan adama bu ateşleme fitili oldu ve
"Ne yaparsan yap!" dedi

Doğru kasaya gidip ilgili kişiyi çağırdım. Bizim İdil bu arada bisikleti sürmeye çalışıyordu ama bisikletler birbirine zincirlendiği için beceremiyordu.

İlgilinin gelmesi tam 15 dakika sürdü. Zil de aldık, adam bize garanti belgesi verdi, gidip girişteki güvenliğe kaşeletin dedi.

Güvenlik bu garanti başka bisiklete ait, ilgiliyi çağırın dedi.

Yine gidip ilgiliyi çağırdık, bu sefer gelmesi 20 dakika sürdü!

Derviş'in öldürücü bakışlarından üstünde etiketi bulunan bisikleti koridorlarda süren İdil'de yararlandı.

Zor zahmet ödemesi yapıldı.
Derviş fokurdayarak artık söylenmeye başladı.

Bisikleti arabaya sığdırmak da zahmetli oldu.

Bu arada devamlı konuşan İdil fokurdayan kazana daha çok odun atılmasına sebep oldu.
Eve nasıl gittik hatırlamıyorum. İdil hemen tepesine çıktı, odalar arasında bile bisikletle dolaştı. Fakat geri geri gitmediğinden uzun ve dar koridorda sıkışınca bisikleti bırakıp gelmesiyle evde her an bir bisikletle burun buruna gelme ihtimalimiz mevcut.

4 yorum:

Unknown dedi ki...

kıyamam kuzuya siz orada fokurdarken İdil yavrusunun yüzü nasıldı acaba:)
gerçi bisikleti incelemekle ve yerinden çıkarmak istemekle uğraşıyordur muhtemelen :)
Güle güle kullansın kuzum bisikletini kazasızından :)

aysencifci dedi ki...

Funda'm fokurdayan Derviş idi, ben sustum. Yoksa durum vahim olur. İdil hiiiiiç iplemiyordu fokurdamaları. Tek derdi bisikletle neden dışarı çıkamayacak olması, neden eve gitmediğimiz, neden neden neden:))))

Eylm-Sdnz dedi ki...

canım hayırlı olsun kuzunun pisikleti:):)))

çok yoğun geçiyor fırsat bulamıyorum bi türlü yazmaya..herşey yolunda sağlık durumuda ergeçengün iyiye gidiyor canım..
ilgine alakana çok çok teşekkür ediyor kocaman öpüyorummmmm...

aysencifci dedi ki...

Eylem'cim en nihayet iyi haberlerinizi aldım ya, çok sevindim inan. Sude'yi ve seni çok öpüyorum. Elin varınca 2 satır yazar hele bir de resim koyarsan çooook sevinirim.Öptüm.