5 Şubat 2011 Cumartesi

Sıradan Cumartesi'ne karşı bu Cumartesi!

Yay gibi gerdiler beni anacım bunlar!!
Çarşamba'nın gelişi Perşembe'den bellidir denir ya, bunun böyle olacağı Cuma akşamından belliydi! Son günlerde elbiseden başka şey giymeyen hatuna iş çıkışı birkaç elbise aldım, giydi çıardı, resim çektirdi durdu. Ayda 1 Cumartesi izinli olacağı müjdesiyle eve gelen Derviş'e bizi kahvaltıya teyzemize götürmesini söyledik. Bir önceki gece ateş nedeniyle gece 02.00'de hastaneden dönüp 4 saatlik uykuyla işe gittik. Cumartesi sabah kalkınca anneannenin ilaçları, İdil hanım'ın hazırlanması, Derviş'in uyandırılması derken rötarlı şekilde kahvaltıya ablama gidebildik. Tabii meleğim herkese ne sevdiyse ondan yapmış, kahvaltının ardından Derviş uykusuna kaldığı yerden devam etti. Bizde annemin gereksiz yere açtığı bir mevzudan dolayı ablamla ben üzüldük, canımız sıkıldı.. Tabii annem tüm uyarılarımızı dinlemeden gene kendi istediğini söylemeye devam etti. Bu sırada İdil ablamın muhabbet kuşu Minik'le oynadı, pilates topuyla bilmem kaç kez oynarken düştü vs vs.
Öğlen çaya eniştem geldi, İdil ve teyzesinin bize yaptığı o nefis poğaçalardan yedik. Sonra ben "Ayı Yogi" filmine İdil'i götürmek istedim. Hay istemez olaydım.
Annem bir yandan Derviş öte yandan beni topa tuttu.
Yok o ne anlar, yok ne gerek var, yok kalabalık olur , yok annem yanlız kalır, vıdı vıdı vıdı!

Neyse annemi eve bıraktık, Derviş bizi götürdü. Saat 16.10, yani 4 matinesi kaçmış. 18.00'e bilet aldık. Tabii İdil'le bana. Derviş gelemez öyle sıkıntıya!

Kalan 2 saate yakın dükkan gezdik, oyuncakçıya girdik,10 dakika olmadan Derviş "hadi"lemeye başladı. Yaw nasıl çıkaracağız çocuğu? Oyuncak yok dedik sadece bakacaksın dedik, 10 dakika sonra "çıkıyoruz" desek olmaz! Neyse Derviş kapılarda hön hön ede ede bir şey almadan çıktık. Ödül olarak kitap aldık İdil'e. Derviş'in gönlü olsun diye ayakkabı bakalım dedik,5 dakikada çıktı. Ulan daha biz 2 ayakkabı bakamadık! Neyse İdil kuzulu terlik beğendi, hadi onu da aldık. Bu sefer Tekno.sa'ya girelim de adamın yay gibi siniri geçsin dedik, orda arkadaşı ile eşini gördü. Bizim sinema saati geldi, bu sefer kuzu "Ben sinemaya gitmem, eve gitmek istiyorum" demeye başladı! "Kızım bilet aldık" diyorum "Yok ben evde terlikleri giyicem"diyor. "Kızım elinde tut" diyorum, ona da yok diyor. Derviş "Ben sana dedim, ne anlar o sinemadan" diyor.
Zorla sinemaya geldik. Başlamadan mısır-su istermisin diye sordum 3 kez, istemem dedi. İçeri girdik "Işıklar sönmesin" diye başladı, sonra mısır istedi, su istedi, herkes terliklerini görsün istedi, Ayı Yogi'yi sevmedi, koltukta oturmak istemedi, kucağıma çıktı, konuştu vs vs vs.

Derviş bize 5 dakika süre vermiş ama ilk yarıyı seyrettik. 2.yarı başlamadan çıktık.

Eve geldik, tv bozulmamış mı? Derviş sanki ben bozmuşum gibi sinirli! Evde otursaymışız bozulmazmış tv, ne halt varmış da sinemaya girmişiz. Ben heves etsem de çocuk daha anlamıyormuş, ne gerek varmış?

Yahu bende bilirim evde oturmayı, k.çımı yaymayı! Benim için kızımı oyalamak daha zor, evde oynarım yorulmam! Ama konu o değil! Alışması, değişik ortamlarda bulunması, insanları gözlemesi ve nerde nasıl davranılacağını görmesi lazım. Herşeyi tanıması, birşeyde gözü kalmaması lazım ki büyüdüğünde tatmadığı şeyler ona çekici gelmesin. Bunu anlaması zor mu? Sonra abimin yemeğe gelmesiyle sinirler gevşedi, kuzu uyudu, Derviş yattı. Bende kafamı dinliyorum!

Halbuki geçen hafta evdeki huzur ne güzeldi.!

3 yorum:

tatlıhayat dedi ki...

AAAA,bende ne kadar hoşuna gitmiştir dedim.Yok anacım eserekli...Öptüüümmmm.

sergun dedi ki...

mail atacaktım size ama adres bulamayınca kısaltıp yorum olarak yazayım dedim:)
epey önceki yazılara kadar giderek hepsini okudum tek tek. ne kadar samimi bi diliniz, ne hoş bi anlatımınız var.
uzun ömürler dilerim size

aysencifci dedi ki...

Ablam meleğem, bu hatun dünya tarihinde sirke gidip uyuyan tek sefil değil mi? Beğenmesini beklemek hataydı sanırım. Şimdi "yine sinemaya gidelim" diyor, deliriyorum:)D
Sergun, hoşgeldiniz, ne iyi ettiniz. Nazik sözleriniz içinde çok teşekkürler. Sevgilerimle,