Bunları unutmamak için yazayım. İki lafın arası sanırım 1 gündü, çok emin değilim.
Bizi bir yere götürmesi için sürekli uğraşmamız gereken şöfer Derviş'e bir başka eziyet daha çıkardım. Taaa bayramdan evvel indirimli bilet aldım Dolphinarium'a.
Ulen adam zaten Pazartesi-Cumartesi sabah 08.00- akşam 18.00 , o mekanlara yakın, sen tut ordan bilet al, zavallı bizi tek günlük tatilinde teee Bahçeşehir'e (Edirne'ye 5 km. kala) götürmek zorunda kalsın.
Bayramda gideriz diye kıvırdı, gelen gidenden gidemedik. Bayram sonundan beri bizi götürsün diye manevi baskılar yaptım, hiç işe yaramadı.
En nihayet aklıma en son piyonu oyuna sürmek geldi.
İdil'e "Gel babanı kandıralım, bizi değişik bir yere götürsün" dedim.
Ne yaptı dersiniz?
Direkt babasının kucağına gitti, oturdu.
"Babacım" dedi,
"Efendim kızım" diye cevap geldi,
Sıkıca sarıldı, öptü ve
"Biz seni kandırıcaz, bizi değişik yere götür" dedi
Derviş'in hışımla bakan gözleriyle buluştu gözlerim
"Senin aklından çıktı di mi bunlar?" dedi
"Iııı" diye ses çıkardım.
Sonuç? Bu cumartesi gidiyoruz.
Anasını satmak ise bizim pek kullandığımız bir deyim değil. Deida'sı kullanır. Kadın çok güzel Türkçe küfür öğrendi bizde durduğu 5 yılda:)
Pazartesi akşamı balkonda akşam yemeği sofrasındayken kalabalık-gürültülü Ferhunde'lerden sıkılan İdil bir soru karşısında
"Anasını satayım" dedi.
Jet hızıyla Derviş ve ben birbirimize baktık, gülmedik. Deida ağzını gülmeyeyim diye büzmekten bir hal oldu, annem yemeğe daldığından duymadı bile. Eğer tepki verirsek bu sözleri sürekli söyleyeceğinden en iyisi hiç duymamış gibi yapmak, ne kadar gülmemek zor olsa da..
Haftasonu hem hava alsın hemde oynasın diye hem cumartesi hem pazar parka götürdüm. Her iki günde yaşıtı kızlarla çok güzel oynadı, parktan eve dönmek istemedi. Parkta aynı çizgi filmlerdeki gibi sıska bacaklı, gözlüklü, dişlek şirin mi şirin bir oğlan çocuğu vardı. Diğer erkek çocuklarla değil benim kız ve arkadaşı ile oynamak istedi. Bu arada İdil ve orda edindiği arkadaşı el ele tutuşup kaydıraktan tren gibi arka arkaya kaymalar, birlikte sallanmalar, parkta kovuk gibi bir yerde oturup evcilik oynamalar, çimenlere yatmalar şeklinde epey kaynaştıkları için bu zavallımı aralarına almadılar.
Parktaki edindiği arkadaşlarının anneleri-babaları bir şey ikram ederse hemen aldı ve yedi.
Sosyallikte halasına çekmiş, ben hiç sosyal değilimdir.
Büyürken daha nelere şahit olacağız acaba?
Şu aralar tek mevzusu yaklaşan doğum günü. Aslında daha 3 ay var ama o yakında olacağını zannediyor. Bu sene Ariel kostümü istedi. Durur muyum? Hemen aldım. Giyer mi bilmem ama ben bayıldım. Şimdi dolapta saklıyorum ama hediyeyi vermemek için kendimi zor tutuyorum. Ben zaten hiç süpriz yapamam, hediye aldıysam bekleyemem, hemen veririm.
Eve kim gelse, parkta kimle oynasa, bakkalda tek muhabbet "Annem bana doğum günümde Ariel kıyafeti" alacak oluyor.
6 yorum:
çocuktan al haberi diye boşuna dememişler :))))öperim o cimcimeyi...
Ay bayıldım kostüme anasını satayım :)
:)))))))) süpersin sen İdil biz seni şimdi kandıracağız hee :))) şu küfür vb. kelimeleri duyduğumuzda gülmemek hakkaten zor iş, başardık bugüne kadar ama vallaha zorlanarak
Eylem, öyle vallahi. Hatta demediğimiz şeyleri de söylüyor. Geçen anneme "babama söyleyeyim seni evden atsın" demiş! Kadıncağız bizle beraber yaşamasa "acaba mı" derdi kesin. Tabii kendisine gereken cevabı verdim. "Seni evden atarım, annemi atmam. Burası anneannenin evi" dedim. O gün bugün ses yok:)D
Elif'cim vallahi büyüğünden olsa kendime de alacaktım, çok hoşuma gitti:)D
Belkıs benim kendimi tutamadığım zamanlarda oluyor:)D
Hepinizi öptümm.
Hahah çok tatlı cimcime :))))
Teşekkür ederiz parti malzemeleri.
Yorum Gönder