Bir tek bizde mi var acaba bu problem?
Parka gitsek sallanırken "eve gidince ... oynayalım mı?" diyor.
Lunapark'a gitsek "dönüşte minibüse mi binicez" diyor.
Resim yaparken "bu bitince ... yapalım mı?" diyor.
Sirke götürdük "Aslan bana bakmasın- palyaço gelmesin" diye vızıldanmaktan gösteriden keyif alamıyor.
Hiç yaşadığı an'ın keyfini çıkarmıyor!
Cumartesi nicedir planda olan İstanbul Dolphinarium'a gittik. (Benim sirk olayı gibi bazı arkadaşlar hayvanlara eziyet yapıldığı için bu tarz yerlere gitmemek konusunda bana kızabilirler, ama ben gitmesemde nasıl olsa bu düzeni sürdürecekler, bende kendi çocukluğumda imkanım olmayan yerlere kızımı götürmek istiyorum. Güzel bir çocukluğu olsun, hiçbirşeyden eksik kalmasın istiyorum,mümkün olduğunca değişik ortamlarda bulunsun, herşeyi görsün, öğrensin istiyorum...)
Şu ara pek moda olan indirimli sitelerden birinden %50 indirimli bilet aldım. Derviş'i kandırdık ve gittik. Yoldaki kalabalığı hiç anlatmayayım, trafik feciydi.
Gösteri saati 14.00 iken biz 14.20 gibi girebildik. Bir Mors balığı saksofon çaldı, alkış yaptı, suda yüzdü, ağzıyla tuttuğu fırça ile resim yaptı. Toplam 10 dk sürdü-sürmedi. Sonra 25 dakika bu resmi açık arttırmayla satmaya çalıştılar! Bu arada çocuklar sabırsızlanıyor, aileler 3 çizgi için 20 TL vermek istemiyor vs.
Sonrasında 20 dk 2 yunus hopladı, zıpladı, eğitmenlerini yüzdürdü, tribünlere selam verdi vs.
Biz bundan sonra sırada ne var derken içeri temizlik görevlileri girdi ve paspas yapmaya başladılar!Gösteri BİTTİ! Ulen bunun için mi o kadar yol tepip geldik??
Eğer ki tam fiyat olan kişi başı 25 TL verseydim içime otururdu, onu söyleyeyim.
Gitmeyi düşünen varsa GİTMESİN!
İdil ne mi yaptı?
Koltuklar arasında gezdi, tribünleri izledi, benim "Ay İdil baaaakk,... yapıyorlar" şeklindeki gaza getirme çabalarımla HİİİİÇ ilgilenmedi. Yunuslar için "Ayyy İdil bak! Merliah'ın yunusu gibi" vs desemde sürekli çıkıştaki şişirilmiş hava olan oyun parkında oynayıp oynayamayacağını sordu durdu! Gösteriyle tek ilgisi evden getirdiği 2 oyuncağı yunuslara göstermek istemesi ve oyuncakları yunuslara doğru sallamasıydı.
Ben anı olsun diye cep telefonu kamerasına çekerken "Ver bakayım" dedi!
"Kızım evde seyret, asıl gösteri tam karşında, onu canlı canlı seyret" diyorum
Kal gelmiş gibi bana bakıyor!
Yolda çenesiyle beni ve Derviş'i bezdirdi ve eve 20 dk kala uyudu!
Ertesi sabahsa "Anne, iyi kız olayım da babam bizi gene yunuslara götürsün" dedi!
Sanki çok eğlenmiş ya da ilgilenmiş gibi!!!
Nedir bu çocukların derdi?
Ben bu yaşımda eğlenirken, yunuslar su sıçrattıkça çok sevinirken, bu kabız kuğu burdan çıkınca ne yapacağı derdinde!
Üzülüyorum, ya hep böyle olursa? An'ın keyfini çıkaramayan biri mutlu olamaz ki! Çünkü hep ileriye bakar, ileride ise olmamış şeyler var, şu an yaşadığın şey gibi sana keyif vermez ki!
Pazar günümüz ise kahvaltı faslından sonra alış-veriş- eve gelip eşyaları yerleştirme-çay-tost yeme- çamaşır- hanımdudunun küçülmüşlerini başkasına vermek üzere ayırmak, Nilgün'ün getirdiklerinden İdil'e olanları dolabına koymakla geçti. Bu iş biter bitmez onca yorgunluğa rağmen sırf o hava alsın, oynasın diye soluğu parkta aldık. İdil'in sevgili arkadaşı Tuba'yı da aldık ve doğru parka gittik. Kızlar yolda el ele tutuştular, koşmaca-yakalamaca oynadılar, tahtıravallide oynadılar, kaydıraktan kaydılar, neşeyle cıvıldayarak parkta eğlendiler, Anneanne ve Deida bizden sonra parka geldi ve onların gelmesiyle resmen dolu yağdı!
Ben kızları parkın kutu gibi yerine ıslanmasınlar diye attım, kendimde kaydırağın altına girdim ama Anneanne ve Deida ağacın altına girseler de sırılsıklam oldular. Allah'tan Derviş hemen gelip arabayla bizi aldı da daha fazla ıslanmadan eve döndük. Anneanneler eve çıktı ama İdil Tuba'sıyla biraz daha oynamak istedi, yemek saatine kadar biz ıslak bahçedeydik.
Bugün işe gelmek ne zordu!!
3 yorum:
pardon ama sanki benim oğlanları anlatıyorsun canım.hep böyleler.asla o anın tadını çıkarmıyorlar.niye böyleler bilmiyorum.hatta biz eşimle oturup nerde hata yapıyoruz diye bulmaya çalışıyoruz...
ama bu geçiici diye umuyorum.onlara öyle çok şey sunuyoruz ki onlar da affalıyor.ben mesela artık bir dolusu oyuncak sepetlerini dökmiyorum önlerine .2-3 tane veriyorum o kadar.sonra unutulan bşilşeyi veriyorum nasıl mutlu oluyorlar..of ne bileyim .zor işler .hep ilgi ilgi...
kolay gelsin .çok öpüyorum ikinizide...
Ya Ayşencim acaba genetik mi?:)))))Abin de hep böyledir ya,hep bir sonraki işe odaklanır ya:)))Hani dedim....Çok seviliyorsunuz canım....
Semra'cım bu takdiği yani oyuncak saklama- sonra çıkarma epey kullanıyorum ama hep bakkala gidişte, her çarşıya-pazara inişte ıncık cıncık gene dolduruyor sepeti. Haklısın ama, bunlar hep FAZLA verdiğimiz için hep başka daha fazla ne olabilir diye bekliyorlar. Öpüyorum seni ve yakışıklıları.
Zekoş'um daycıma gibi babası da böyle ya bu modelin, onlara çekmiş.
Ama önünde biz varız ya, ablam,sen,ben elbet büyüyene kadar onu düzeltiriz diyorum. Aynen sizde çoooooooook ama çok seviliyorsunuz. Öptük güzel gıdılarınızdan.
Yorum Gönder