27 Temmuz 2010 Salı

1 Kap Temiz Su LÜTFEN!!


Ne güzel demiş Allı'm!


Bu sıcakta LÜTFEN KAPINIZIN ÖNÜNE BİR KAP TEMİZ SU BIRAKIN SOKAKTAKİ CANLAR İÇİN.

26 Temmuz 2010 Pazartesi

Benim artık 2 kızım var...





İkincisi kim mi? Sonradan edindim, gerçi bizim kızdan 7 ay küçük ama maaşallah tombiş ve daha uzun. İştahı mükemmel, ağzını otobüs garajı kadar açabiliyor. Hem bizim yediklerimizi hem İdil'in yediklerini yiyor. Elimde tabak görür görmez

"Bu nee?" diyor
"Makarna" diyorum
"Bende yiyim?" diyor

Misal dışarı çıkacağız
"Nereye?" diyor
"Bakkala" diyorum
"Bende geliyim?" diyor

Ben bunu yemem de ne yaparım?

İdil'le 1 hafta babaannenin yazlığındaydık. Bu 2.kızım İdil'in kuzeni, herşeyi birlikte yaptık, denize günde 2 kez girdik, yıkandık, İdil 3.5 yıllık ömründe İLK KEZ GÜNDE 3 ÖĞÜN yemek yedi, oyunlar oynadık, bisiklete bindik, parka gittik, dondurma yedik, yürüyüş yaptık.

Peşimizden
"İdil dittmeee" diye ağladı..

Annesi olmadan duracağını bilsem arabaya atar getirirdim...

Onlar birlikte denizde kahkahalarla eğlenirken KEŞKE dedim KEŞKE İdil'in bir KARDEŞİ olabilseydi. Tek çocuklu anneler, NE OLUR KARDEŞ YAPIN çocuğunuza! Bu dünyada kimse TEK BAŞINA kalmasın...

Bu yıl daha büyüdükleri için birlikte çok güzel oynadılar, herşeyleri beraber yaptılar, ç.şlerini, susamaları, üstlerini kirlemeleri, yemek yemelerini vs. Ne alındıysa 2 tane aynısından aldık, günde bir kez "bu senin-bu benim"den ufak kavgalar ettiler ama sonunda hep barıştılar..

Bu yıl ilk kez İdil'de kumlarla oynadı, saatlerce suluklarına su doldurup kumları ıslattılar, denize koşup atladılar, birlikte her gün taş ve deniz kabuğu topladık, akşamları site bahçesinde yürüyüşler yaptık, bizim götürdüğümüz oyuncak hayvanlarla veterinercilik oynadık, yan komşunun av köpeğini günde 8 kez sevdik, adını BENEKLİ koyduk ve dönerken neden eve götürmediğimiz konusunda uzun uzun söylendik.

Baba, annesinin o NEFİS yemeklerine doydu, hakikaten kayınvalidem mükemmel yemek pişirir, İdil ilk kez babaannesinin yemeklerinden yedi, ondan sonra her akşam
"Babaanne köftesi-babaanne lahmacunu-babaanne makarnası" istedi durdu.

Komşu teyzenin (Derviş'in hakiki teyzesi) ikiz kızları İdil'e yüzme öğretmek için uğraştı, 2.kızım zaten kolluklarla bata çıka yüzebiliyor, teyzeye çaya ve sıkma denen lezzetli gözlemenin bir çeşidi yemeğe gidildi, bakkalla ahbap olundu, vakit kaybetmemek için hiçbir öğlen uyunmadı, çok yoruldular ve çabuk uyudular. Tabii bende 21.30'da sızdım.

Amcası ve yengesi- ki ben bana yenge denmesini sevmem, hep abla derler, İdil'de yengesine "abla" der- ile bu yıl iyice kaynaşıp onları ismiyle çağırdı. Amcası ona yüzme öğretmek için uğraşsada garantici İdil bunu istemedi.

Velhasıl 1 hafta bize YETMEDİ!!!

8 Temmuz 2010 Perşembe

Daral geldi bu Sevgili muhabbetinden!!

Blog alemi adı üstünde alem! Burdaki evli bloggerları okuyan bekar blogger bayanlar ÇOOOK yanlış fikirlere kapılacaklar evlilik kurumu hakkında! Uyarıda bulunmak gene bana düştü...

Sözüm size bekar bayan bloggerlar! Çünkü erkek kısmı ASLA dergi-internet vs karıştırıpta ilişkiler nasıl olmalı, sorunlar nasıl çözülmeli uğraşmazlar! Direkt sorunu yok sayarlar ve tv seyrederler!
Çok rica ederim kimse çıkıpta "aman benim kocam öyle değil, evde bana şöyle yardım eder, böyle moderndir" mavrasını atmasın. Ben yemem!

Bakın bu evli bloggerlara, Allah'ım hepsi nasılda mutlu, nasılda aşık, hala nasılda ilk günkü heyecanları sürüyor, hala eşim-kocam demiyor da sevgilim diyor vs vs..
YALANNN EFENDİM YALANNN! KÜLLİYENN YALANNN!

Şimdi bekar blogger bayanlar, (tabii burda evli olmayıp aynı evde yaşayan bloggerları tenzih ederim ama adım gibi eminim ki bunlar da evlense başlarına aynı şey gelecek) SANIYORMUSUN Kİ o süslenip püslenip buluştuğun adam, aynı eve girince yanında gaz çıkarmayacak ve bu iş için taaa tuvalete gidecek? Yani doğası bu! Tut tut nereye kadar?
O fiyakalı SEVGİLİN sabah en nemrut, en paspal haliyle ayaklarını sürükleyerek banyoda tuvaletini yapacak ve sen hala "ay kocam demiyorum SEVGİLİM diyorum, biz hala AŞIĞIZ" diyeceksin? Mümkün değil! Bu kadar da iddialıyım!

Gerçekçi olun biraz yaw! Hepinizde mi Ayşe Arman oldunuz?

O sana özenle sandalye tutan-kapı açan adam, aynı eve girdiğinde fanilayla koltuğa kurulacaktır! Sen ne yapacaksın bu durumda? Pijamalarını giyip oturacaksın! Daha önünde yıllar var, 20 yıl seksi geceliklerle mi evde dolanacaksın? Olmaz efendim!
Sen diyelim ki seksi kılıklar giymeye gönüllüsün ve "kendine özen gösteriyorsun", eve gelen bebek-büyüyüp çocuk- olduğunda kusmuklar, burun t.takları, üstüne yapılan çişler, peşlerinde koşuşturmaktan bozulan fönün, bunlar GERÇEKLER olacak!

Evin her türlü oku b.ku senin üstüne yıkılırken bu SEVGİLİ ne yapacak? İşten gelip tv seyredecek, birşey istesen homur homur edecek, hep yorgun olacak!
O filmlerde olur canım, akşamları sohbet etmek, günün nasıl geçti geyiği, bir kadeh karşılıklı şarap içmek!
Gerçeği ne olacak biliyormusun? K.çına motor takılmış gibi yemek hazırlayıp, alel acele yiyip, bulaşığı yıkayıp birde çocuk varsa onu hoş beş tutup, onu nihayet yatırıp gece üçlü koltukta SIZACAKSIN! Hatta bazen çocuğun yanında sızacaksın! Bu arada 5 dk duş alabilirsen ne ala!
SEVGİLİN ne yapacak? TV seyredecek ve ne kadar yorgun olduğu konusunda mızırdanıp duracak! Tabiatı böyle! Aynı anda sakız çiğneyip merdiven çıkamaz ki! Ya tv seyredecek ya iş yapacak. Öyle senin gibi ahtapot misali 8 kolu başka işte YAPAMAZ Kİ! Kapasitesi yetmez!

Herkes çok mutlu değil mi bloglarda? O ne güzel resimler, o ne şirin çocuklar, o ne süper kadınlar! Hem fit, hem iyi sevgili, hem iyi anne! BOŞVERSENE!
Fit kısmını geçiyorum, bu konu başka post konusu olur, hatta belki yazının sonuna bile yetişir, o iyi sevgili kısmı nedir Allah aşkına? SEVGİLİN zaten bağırsağına kadar bildiği bir kadınla, bıyıklarını gördüğü bir kadınla, adet kanamasını bildiği bir kadınla NASIL fantazi düşünsün??
Yani iki süslü çamaşır giydin diye Angelina Jolie mi olacaksın ya da SEVGİLİN seni öyle mi görecek? Yapmayın Allah aşkına!
Peki sen? Yanında horlayarak, ağzından salyalar akarak uyuyan SEVGİLİN mi sana çekici gelecek yoksa yorgun ve bitkin bir günden sonra seni yumuşacık kollarına alacak viscolex yatağın mı???
Hem iyi sevgili hem iyi anne OLAMAZSIN! Birinden birini seçeceksin! Ya SEVGİLİNİ çocuklar yatana kadar sallayacak, onlar yattıktan sonra bengal kaplanı olacaksın, ya çocuğunu bakıcı-anneanne-babaanne-teyze ve bırakıp kocanla gününü gün edeceksin!
Çocuk kısmı talepkardır kardeşim! Seni öyle boş bırakmaz! Her SANİYEN aktivite dolu olur, boya yaparsın o daha bitmeden legolar çıkar. Legolarla evi yapamadan bebekler gelir, bebekleri daha giydirme işi bitmeden film izlemek ister. Bu arada yemeğini yedirip, meyvesini de yedirirsen en iyi ihtimal saat 22.00'de yatırabilirsin. Uyurkenki istekleri de bir saat sürer. Sırtımı kaşı- bilmem ne masalı oku- ç.şim geldi- tuvalete gidersin-yok çişim-gelirsin yatağa k.kası gelir- bilmem ne oyuncağı olmadan uyuyamaz- konuşur, konuşur, konuşur- aydedeye iyi geceler demeyi unutmuştur- su içesi gelmiştir- babasını özlemiştir...
Bu durumda SEVGİLİNİ ne ara ilgiye boğacaksın??

Koca kısmının bazısı talepkardır, bazısı değildir. Talepkar olan ya metres tutar ya seni boşar! Talepkar olmayan çocuklar okula gidene kadar karısını unutur!

Eğri oturun ama doğru konuşun be kardeşim! Herkes ne romantik! Güller, hediyeler, tatiller..
Çocuklu tatil nasıldır biliyormusun?
Bütün gün sabahın köründe kalkıp kumla oyna-denize sok-kumlarını akıt-yıka- kahvaltı ettir-oyna-uyut-öğlen yemek yedir-oyna-denize sok-yıka- dondurma al-parka götür- akşam yemeği yedir- uyut derken -aradaki üst baş değiştirmeleri saymıyorum bile- sen PERİŞAN olursun! SEVGİLİN denize de girer, güneşlenir, kitap bile okuyabilir!
Sense çocuğun peşinde koşarken amele yanığı olursun! Dinlenmeyi UNUT!

Çiçek-hediye kısmına gelince, aldığı hiçbir şeyi beğenmezsin, beğendiğini söyleyemezsin, o aldığını kullanmadığın için küsmesin diye kullanırsın, bu sefer iyice uyuz olursun o hediyeye!!
Çiçek konusunda gülden başka şey bilmez ya da çiçekçiye senin 2 ayakkabı alabilecek paranı bayılır ve 2 günde solacak yeşillikleri alır!! SEVGİLİNDİR ama!!

Şimdi FİT kısmına geliyorum. Yani nedir bu dayatma hikayesi? Herkes manken kıvamında mı olmalıdır? Hiç kilo almayan insan övülesidir de, kilo alan insan yerilesi midir? Niçin milletin seni görür görmezki ilk tepkisi "kilo aldın-verdin" kısmıdır? Bu millet senin kilonla alışveriş mi yapmaktadır? Başka söyleyecek lafım yok diyemiyen, edebiyle susmayı bilemeyen montofon sana "kilolu" dese ne yazar "zayıf" dese ne yazar?
Niye bu moda dünyası en güzel modelleri -42'ye göre yapar? Büyük beden olan insan evladı ille babaanne gibi mi giyinmelidir? Ya da sadece bir ton para bayılıp 2-3 markadan mı alışveriş yapabilmelidir?
Benim yediğimin parasını milletimiz mi veriyorsundur da bu kadar takıntılıdır? Az ye-spor yap diye akıl veriyordur. Herkes Ebru Şallı olmuş anasını satayım!
Ver parayı, yapalım estetikleri herkes Ebru Şallı olur- Deniz Akkaya olur!
Ayrıca fit olmak bir tercih meselesi olmalıdır. Sen spor manyağı olup hergün 2 saat yürümezsen ölürsün ama ben o 2 saati sofrada sevdiklerimle sohbet ederek, günün dedikodusunu yaparak geçirmek istiyorsam ben Taksim Meydanı'nda asılmalı mıyım?

"Ben kendimi salmadım" martavalı da ayrı bir konu! Kendini salmak neymiş? Kilo almak, görüntüsüne özen göstermemek.
Görüntü kısmı görecelidir. Bence çok şık bir giysi, senin için rezalettir. Şimdi ben kendime göre şık giyindiysem sırf sen takdir etmedin diye ben kendimi "salmış" mı olurum?
Beni öldürsen ben öyle şıkır şıkır giyinemem! Kot pantalonla düğüne bile gitmek isterim. Şimdi ben "salmış" kısmında mıyım? Günün kombinleri-bugün bunu giydim'lere bir şey diyemem. Kendi zevki ve kesesi nasıl elveriyorsa giyinir- isterse yayınlar-istemezse yayınlamaz-ben istersem okurum-istemezsem okumam.
Kilo almak metabolizma hastasıysan-tiroid hastasıysan çok normal! Niye benim durumumu bilmeden "kilo aldın-verdin" muhabbetine giriyorsun? Dahası ben sana durumumu bildirmek zorunda mıyım? Senin gözünde benim tek artı değerim kilomsa, zaten senle ilişkilerimizi müsteşarlık seviyesine indirmemizin zamanı gelmiştir! Ama akrabamsan, ilişkilerimizi koparamayacağım biriysen senin vızıldamalarını dinlemem olur biter..

Niçin 2 çocuk annesi zayıf bir kadını görenlerin ilk lafı "bunlar neresinden çıktı?" olur da neden hemen "iyi anne" damgası yer? Sadece zayıf olması onun "iyi" anne olabilmesine yeter midir?
"İyi" anne nedir? Kim "iyi" annedir? Çocuğunun her dediğini yapan mı? Disiplin edip dış dünyaya uyum sağlamaya çalışan mı? Dahi çocuk yetiştirmek için canını dişine takan mı? Saldım çayıra mevlam kayıra tarzı büyüten mi? Hijyene takık olan mı, toz toprağa salan mı?
HEPSİ- sana göre hangisiyse sen onu seçersin. Kimse de karşısındaki anneyi "iyi-kötü" diye kategorize etmesin! Her gelen aktiviteye koşa koşa çocuğunu götüren anne "iyi" ise, elinde yaptığı oyuncağıyla çocuğunu oyalayan ama TÜM sevgisini ve ilgisini ona veren anne de "iyi" anne kategorisine girsin bence!

SEVGİLİN için bu modasal mevzulardaki tek kaygı alışverişe onu götürmemen ve kartlara fazla yüklenmemendir!
Bazı SEVGİLİLER kadınlarının zayıf olmasına takık olsa da belki sende ondan bir Gerard Buttler olmasını istemektesindir, peki SEVGİLİN öyle olabilecek midir? Öyleyse herkes GERÇEKÇİ olsun!!! Ya da olmasın kendi yarattığı masal dünyasında pamuklara sarılı yaşasın ama GERÇEK hayat bu DEMESİN!!